Ders 1,
Konu 1
Devam ediyorsun
6 Dakikalık Kendini Tanıtma Yazıları
Saatinizi 6 dakikaya kurarak hayatınızı anlatmanızı isteyeceğim. Siz kimsiniz? 6 dakikalık yazınızı aşağıya ekleyin lütfen.
Saatinizi 6 dakikaya kurarak hayatınızı anlatmanızı isteyeceğim. Siz kimsiniz? 6 dakikalık yazınızı aşağıya ekleyin lütfen.
Ve geldik beklenen tarihe. Artık kırkaltı yaşındasın canım. Hep mali müşavir, akıllı bir babanın onbeş yaşında SSK’lı yaptığı kızı olmakla övünmez miydin? Evet, o tarih geldi ve emekli oluyorum. Ne yapacağım şimdi? Bankada çalışan Zeynep dışındaki Zeynep ne yapacak?
İki koca çocuk ve seni seven bir eş, en güzel sermaye.
Seramik fırınım, malzemelerim ve bolca zamanım olacak şimdi. Biriktirdiğim kitapları okumak için bolca zaman.
Babamın mezarını ziyaret etmek için hafta sonlarını beklemeye gerek yok. Annemi ve kardeşlerimi hafta sonlarına sığdırmayacağım. Kedilerimle daha çok ilgilenip arkadaşlarıma daha çok vakit ayırabileceğim.
Evet Zeynep, artık zamanın satılık değil. Haydi başlayalım mı yazmaya?
Umarım hepsini yapabilirsin Zeynep. Zira çokça hak etmişsin. Listen nefis 🙂
Duruma göre suyum, toprağım. ateşim, havayım otomatik yazılımlı gibiyim biraz En çok sevgiyi arayan en kötü gibi gözüken de bile illa onu bulup ortaya çıkaran ve kendi kendime buna en çok sevinenim. İnsanı çok seven, karşısındakini değil kendini yargı tuzağına düşürmemek için emek veren ama bazen dilinden yenilen, bazen de kalbimden düşenim. Büyümemiş yanlarımın gözyaşıyım, bildiğin sulu gözüm aslında! Bir kapıdan girip diğer kapıdan çıkmayı içine sindiremeyen korkağın tekiyim de. Sanat ve zanaat olmadan dünyanın içine sığamayan, yazmadan, yaratmadan, limonsuz, zeytinsiz, lavantasız hayattan tam tat alamayan arada bir de kendinden yorulup okumayı sökme ile başlayan ilk dönem kitaplarımın yazarları Leo… Devamını oku »
Aslı’cığım ne kadar samimi bir dilin var. Sanırım dört element hepimizde var ve hepimiz yorgunuz biraz. Senin yazılarını okuyacağım için heyecanlıyım. Bu altı dakika yazından bile çok şey çıkarabiliriz; büyümemiş yanlarını listeleyebilirsin, sonra onların her birini altı dakika yazabilirsin. Kim bilir, belki büyümelerine faydaları olur. Yazarlara niye küfür ettiğini merak ettim :))) Hoş geldin tekrar 🙂
Merhaba ben Şebnem. Gökyüzü boyacısıyım. Tabii işim gücüm yalnızca bu değil. Yoğun tempolu bir hayatın içinde “bu da eksik kalmasın” dediğim pek çok şey yaptıktan sonra -şair’in kullandığı anlamda olmasa da- ‘ne edeceğimi bilemez bir haldeyim’. Kendimi bildim bileli okumayı sevdim. Uzun süren okurluk yıllarımdan sonra yazıyla son bir iki senedir haşır neşir olabildim. En büyük eleştirmen ile bir başıma olunca yazmak oldukça zaman alabiliyor. Yine de hayat bana bu deneyimi gerçekleştirmek için iki evlat göndererek oldukça büyük bir fırsat verdi. Anneliğin verdiği o her şeye yeten hal ile bu işin de hakkından geleceğimi düşünerek kalemi elime aldım ve aranızdayım.
Hoş geldin Şebnem. Gökyüzü boyacısı, çok sevdim bu tabiri. Gökkuşağını hatırlattı bana. Mükemmelliyetçi bir hayattan yorulduktan sonra azıcık da hayatın tadına bakayım dediğini düşünüyorum. İki evlat yazmayı kolaylaştıracak tabii ki ama geçen yıllar da var 🙂 Doğru yerde olduğunu düşünüyorum.
Eline sağlık.
Adım Fatma. 1980 Giresun doğumluyum. Evliyim, 10 yaşında bir kızım var. İstanbul’da yaşıyorum. İki senedir çalışmıyorum. Fakat belki de hayatımın en yoğun dönemini yaşıyorum. Kırka yaklaştığım şu günlerde işim gücüm kendimi keşfetmek, kendimin birçok anlamda farkına varmak, kendimi her şeyiyle kabullenip sevmek… Yazarken kolay gibi görünse de ne meşakkatli şeymiş insanın kendini bulması… Bahar temizliği yapar gibi fazlalıklarından kurtulmak, yeni huylar, düşünceler geliştirmek, hep farkında olmaya çalışmak… Bunun adı neyse ne, ben bu durumu çok sevdim…
Fatma müthişsin. Yazmayı bahar temizliğine benzetmene bayıldım. İzninle bunu derslerimde kullanmak istiyorum. Sahiden de böyle. Eski kirlerimizden arınıp bahara çıkmak. Farkındalık artacak hiç merak etme.
Yazmaya devam. Yazı da seni sevecek.
Var olun, sevgiler..
Sevgiler benden de 🙂
Sahi ben kimim? Çok şeyim ve hiçbir şey aynı zamanda. Birçok zıtlık gibi. Çok şey olduğumda paniğim mesela. Her şeyin büyüdüğü bir yer. Hiçbir şeylik iyi. Kedi olmak gibi. Kendi doğalında. Ne yapmak istiyorsan o olduğun. Doğanın içinde bir maddeciğe dönüştüğün zamanlar. Toplumsal açıklamaları var bir de ben bu kimim’in. Kimliklerden sıyrılmaya çalışan biriyim. Şimdiye dek yüklenmiş okul, iş güç, sıfat; her ne varsa, tüm etiket kimliklerden sıyrılmaya çalışıp kendi cümlelerini istediği gibi kurmayı deneyen bir hiç-çok’um. İyi okullardan mezun, on beş sene boyunca şirketlerin finans bölümlerinde çalışmış, iyi paralar kazanıp belli bir standardı kurduğu için alkışlanmış, evlenmiş ve sonra… Devamını oku »
Felsefeyi sevdiğini düşünüyorum Özlem. Lise yıllarım geldi aklıma, çok iyiydi felsefem, hoca bana anlattırırdı dersi. Ben kimim, sorusunu sormaya başladığım yıllardı ama sonra aşk çarptı :)) Neyse yıkıp tekrar inşa etmene sevindim. Biz kadınlar bu konuda çok başarılıyız. Yazar kimliğini kazanacağına inanıyorum.
Sevgiler.
Seviyorum sanırım hocam 🙂 Çok bilgim olmasa da. Düşünmeyi, sorgulamayı, kurcalamayı, o kurcalamalarda kaybolmayı seviyorum. Çok mutlu oldum inanıyor olmanıza 🙂 Tüm kalbimle öyle olmasını umuyorum. Sevgiler.
Olacak 🙂 Benden de sevgiler 🙂
Zor dönemlerimi geride bırakmış güçlü bir kızım yaşadıklarım benim kim olduğumu bana öğretmiş karşıdaki inanlarında kim olduğunu da aynı şekilde öğrenen bir kızım , Arkadaşlarımdan biri ben senin yerinde olsaydım işi bırakırdım. Bende içimden bu görmediklerini buzdaginin görülen kısmı bir de görmediklerin ve görmediğin şeyleri yaşamadıkların var içimden onu yüzüne bakıp gülerek bunlar geçti. Ama şimdi gülüyorum. İnanır mısınız çünkü geriye baktığımda zehirli sarmaşıklarımdan kurtuldum. Charlie Chaplin’in dediği gibi hayat dar anlamda trajedi geniş anlamda komedi . Şimdi geniş zamanda komedi gülüyorum, Pozitif ve ılımlı ve çareleri hiç bitmeyen biriyim, Güzel giyinmeyi çok seviyorum.
Çarelerinin hiç bitmemesi ne güzel Hilal. Bence bu büyük bir şans. Hatta şanstan ziyade düşünce gücü. Bunu kendin bile isteye başarıyorsun diye düşünüyorum.
Bazı insanlar için başkalarının hayatlarına müdahale etmek çok kolaydır. Belki de kötü bir niyetleri yoktur ama yanlış yönlendirmeler olabilir.
Tekrar hoş geldin.
Hoşbulduk. İnsan zehirdir. Dikkatli yaşamak gerek kiminle iletişimde olduğumuzu arkadaşlık ettiğimize çok dikkat etmeliyiz, Mevlana’nın dediği gibi karga çöplüğe gül bülbüle götürür .
Yazılarımı okurken dusuuncelerimi okurken nahiflik hissetmiyorsunyz sertlik hissediyorsunuz .Çok sert ifadeler hissediyotsunuzdur, Ama inanın yaşantım çok serttir. Sert bilge yaptı beni .
SON SÖZÜM SEBAHATTİN ALİ’den YAZARIMIZ NE DER ; HER ŞEY GEÇER . HER ŞEY UNUTULUR. KENDİNİ BİR FELAKETİN İÇİNDE KAYBETMENİN MANASI YOKTUR.”demiş .Bence de yoktur. ✍☉
Merhaba, adım Hülya. 1975 yılında Karabük’te doğdum. İki çocuk annesiyim. Biri 16 diğeri 10 yaşında. Bir kamu kurumunda çalışıyorum. Ankara gibi bir yerde evimle işim birbirine çok yakın olduğu için kendimi şanslı sayıyorum. Söyleyecek fazla bir şey yok aslında. Çok şehir değiştirdim. Samsun, Devrek, Trabzon, Ayancık, Kilis… İki yılda bir taşınma telaşının ardından Ankara’da yerleşik hayata geçiş yaptık. Yerleşik düzenin daha iyi olduğunu düşünüyorum. İlk kez bir evde bu kadar uzun süre kalıyorum. Çocuklar için bu iyi bir şey. Taşınmayı kesinlikle istemiyorlar. Daha ne anlatabilirim bilmiyorum. Aslında başka bir 6 dk. yazmıştım ama böylesinin daha güzel olacağını düşündüm sonra. Onu… Devamını oku »
Merhaba Hülya. Ne kadar çok yer değiştirmişsin. Çocuklar için daha da zor olmalı. Ya da bana zor geldi bilmiyorum ki 🙂 Evin ile işinin birbirine yakın olması kesinlikle büyük şans.
Başka bir altı dakika yazmıştım, sildim bunu yazıyorum, demişsin. Lütfen bir daha ilk yazdığın kalsın. Saçmalama hakkına sahip olabileceğin tek atölye burası, bence tadını çıkar ki temalarını yakalayalım 🙂
Beklediğimiz zaman dakikalar geçmez :))
Tekrar hoş geldin.
Teşekkürler. 🙂
Rica ederim 🙂
Adım Zeynep 60 yaşımdayım. İstanbul’da doğdum, İki Çocuklu bir ailenin büyük çocuğu olarak büyüdüm ve üniversiteyi şehir dışında okudum. Tıp fakültesini bitirdim önce mecburi hizmet sonra uzmanlık eğitimimi bitirdiğimde yeniden mecburi hizmet şeklinde başa döndüm. İki mecburi hizmet arasında da çok kıymetli bir eş ve iki erkek evlat sığdırdım.Eğitim ve hizmetin birlikte yürüdüğü iş hayatım ve aile hayatım hep koşarak ve yetişmeye çalışarak geçti.Hastaya yetiş ,vapura yetiş ,toplantıya yetiş ,sınava yetiş ,çocukların okuluna yetiş ,kendi ailene ,yetiş derken hayata yetişemediğimi fark ederek emekli oldum.Bundan sonrasında ise eskisinden daha çok koştuğum yetişmeye çalıştığım ve bu karmaşanın içinde ,yine de ,mutlu olduğum… Devamını oku »
Hastaya yetiş ,vapura yetiş ,toplantıya yetiş ,sınava yetiş ,çocukların okuluna yetiş ,kendi ailene ,yetiş derken hayata yetişemediğimi fark ederek emekli oldum, demişsin Zeynep. Bundan sonra yazıyla birlikte hayatında yepyeni sayfalar açılıp kendine de yetişebileceğimi umut ediyorum.
Çok güzel olur inşallah.
Ben Elif, 51 yaşındayım, Ankara’da yaşıyorum, yabancı dil öğrenmek, edebiyat, okumak ve yazmak, öğrendiklerimi birileri ile paylaşmak hep ilgimi çekmiştir. Liseden sonra üniversite’ de uluslararası ilişkiler okudum ve master tezini yazarken meslek hayatım bankacılık ile kesişti. 28 yıl severek yaptığım bankacılık hayatımda çeşitli birimlerde, yönetici olarak çalıştıktan sonra bu yıl yeni bir döneme, emekliliğe adım attım. 25 yıllık evliyim ve üniversite’ de okuyan bir oğlum var. Şimdi de tekrar zamanımın bana ait olduğu, özgür yaşamın nasıl birşey olduğunu hatırlamaya çalışıyorum. 40’lı yaşlarımdan itibaren kendimi anlamak, tanımak için daha çok zaman harcamaya, okumaya, araştırmaya, deneyimlemeye başladım. Bu arada çok yakın bir… Devamını oku »
Elif’ciğim iyi ki Yazıya Giriş’e de katıldın. O kadar anıyı değerlendirmek lazım, değil mi? 🙂
Evet çok teşekkür ederim, tekrar sizinle birlikte çalışacak olmaktan çok mutluyum
🙂
Kelime nasıl Nasıl anlatmalı nereden başlamalı. Baş, beyin ve kafatası hepsi sağlam sağlıklı tutmak lazım. Levye ne işe yarıyordu. Dolmuşlar da mı vardı ne? Sabah sabah hava yine çok sıcak. Eymir gölü kalabalık mıdır? Köpeği alıp gelsinler de gezmeye götürelim. Balık ekmek güzel olurdu. Bazı balıkların tadı çok sası tatsız tuzsuz. Kızına tuz hediye eden bir padişahın masalı vardı. Çok değerli bir şey olarak veriyordu kızına. Verdiğin şey senindir. Berrak Yurdakul ‘Sana Anlatacak Yedi Şeyim Var’ ismini kitabına vermiş. Uzun saçlı, beyaz bembeyaz Saçları var. İki tane örgü yapmış. Örgü ekmeği de güzel lezzetli. Bir de somun, Fransız ekmeği var.… Devamını oku »
Valla harikasın Birsen. Nefis gidiyorsun. Verdiğin şey senindir, ne güzel bir cümle. Üstüne ne kadar çok yazılır.