Bu atölyeyi takip ettiğiniz ve benimle olduğunuz için çok teşekkür ederim. Eğer ilk çalışmaya bakmadıysanız lütfen önce gidip ona bakın. Sonra gelip buradan devam edersiniz. Orada öykünün temel taşlarından diyalog üzerine bir çalışma vermiştim. Ben burada sizi bekliyor olacağım, tekrar buraya dönmeyi unutmayın lütfen.
Bu çalışma ile öykü yazmanın aslında korkulduğu kadar zor olmadığını göstermek istiyorum. İlk yazdığım öyküleri kuralsız yazdım. Yani aslında öykü nedir bilmeden yazdı. Şimdi görüyorum ki onlar aslında hikayeymiş. Öykü hikayelerin işlendiği, belli bir akışta sunulduğu, farklı bir anlatım şekli. Hikayelerinizi büküp onlardan öykü çıkartmayı öğrendiğinizde benim gibi siz de korkuyla değil, heyecanla yaklaşacaksınız yazılarınıza. Amacım sizin de bu tadı keşfetmenizi sağlamak.
Bir önceki çalışmada etrafınızdaki konuşmaları not etmenizi istemiştim. Filmlerde, öykülerde, romanlarda diyaloglara bir bakın demiştim. Diyalog yazmak gerçekten ustalık ister. Zor olduğu için değil aslında. Konuşma olarak yazıldığı için. Bu yazarın sesinin en sık hikayeye girdiği yerdir. Karakterlerimizi kukla gibi kullanarak, onlara bizim söylemek istediğimiz şeyleri söyletiriz, ya da öyküde nasıl vereceğimizi bilmediğimiz bilgileri yine diyaloglarda uzun anlatımlarla vermeye çalışırız.
Belki ilk çalışmayı yaparken iki kişinin konuşmasına kulak misafiri oldunuz ve not ettiğiniz diyaloglarda o kişilerin neden bahsettiğini hiç anlamadınız. İnsanlar gerçek konuşmalarında karşı tarafın bildiğini varsaydıkları şeyleri açıklamazlar. O yüzden şöyle bir konuşma yakalamış olabilirsiniz:
“Aradın mı?”
“Ben daralıyorum. Yine işe yaramayacak ki?”
“Sıkıldım. Sürekli peşinden koşmaktan çok sıkıldım.”
“Yarın kurtulacaksın, merak etme.”
Bu kişilerin neyi tartıştıklarını bilmiyoruz. Ama yazar olarak böyle bir diyalog duyar, bunu defterimize not alırsak, geri kalanı, bilmediklerimizi kurgulayabiliriz. Bu diyalog böylece bize bir kurgu fırsatı, tetiklenmek ve yazmak için sebep olur. Her diyalog bize öykü malzemesi sunabilir.
Bir de burada fark etmenizi istediğim bir şey daha var. Bu diyalog içerik olarak bize az bilgi veriyor ama kısalık olarak, ritim olarak da gerçek diyalogların ritminde gidiyor. Diyalog dinlemek size kurgu diyaloglarınız için de ritim becerisi geliştirecektir. Bu çalışmayı artık sürekli yapmaya başlayın. Her yerde yanınızda kağıt kalem olsun ve ilginç bulduğunuz tüm diyalogları not edin ki öykülerinize malzeme olsunlar ve sizin de diyalog beceriniz gelişsin.
Şimdi bu mektubu okumaya bir süreliğine ara verin lütfen çünkü ikinci çalışmamıza geçiyoruz. Etrafınıza bakın, tüm duyularınızı etrafınızda olup bitene açın. O anın içinde dururken kokulara, seslere, şekillere, dokulara, tatlara dikkatinizi verin. Bir süre sadece duyularınızı izleyin. Sonra onları kısa kısa not edin. Şimdi o içinde bulunduğunuz mekanı, not ettiğiniz duyularınızla algıladığınız kelimelerle anlatın.
Siz şimdi bunun öykü yazmakla ne alakası var diyebilirsiniz, diyeceksiniz de. Unutmayın yazmak bir süreçtir, yazıda kendinizi geliştirmek de öyle. Bir öykü aceleyle çıkmaz. Bizim belki yirmi dakikada okuduğumuz bir öykü bazen iki yıl boyunca yazılmış, düzeltilmiş, işlenmiş olabilir. Ben size yarın muhteşem öyküler yazdırmayı hedeflemiyorum, çünkü bu en usta yazar için bile bu kadar kısa bir sürede gerçekleşmez. Ben size ustaca yazmaya giden yolun taşlarını döşemeye çalışıyorum, o yüzden de bazen varmak istediğimiz yerden çok uzak olduğumuzu hissedebiliriz. Siz sürece inanmaya devam edin. Duyularınıza odaklanarak ve onlardan yola çıkarak bir mekanı tasvir etmeye çalıştığınızda sadece gördüğünüzü anlattığınız, zihinsel olarak hissedileni açıkladığınız bir yazının kısıtlayıcı sınırlarını biraz olsun genişletmeye başladınız. Yazıya geliştirilmesi gereken bir kas gibi yaklaşın. Bol pratik için kendinize zaman tanıyın. Sporda olduğu gibi yazıda da pratik iyidir ancak yanlış harketleri tekrarlamak, yanlış çalışmalarla yol almak sizi geliştirmez. Buradaki ufak çalışmalar kesinlikle yazı becerinizi geliştirecektir.
Yaptığınız alıştırmayı, sorularınızı ve varsa itirazlarınızı, her zaman olduğu gibi, [email protected] adresine gönderebilirsiniz veya aşağıdaki Kimler Ne Dedi alanında paylaşabilirsiniz.
Üçüncü çalışmada duyularla yaptığınız bu çalışmayı biraz daha irdeliyor olacağız. Bu çalışmada ne yaşadığınızı, neler yazacağınızı görmeyi heyecanla bekliyorum. Tamamladığınızda üçüncü çalışmaya geçebilirsiniz.
Sevgiler
Nil Çokyaşa
niltolgacokyasa@gmail.com
Kimler Neler Demiş?