Niçin 6 Dakikalık Yazılar Yazıyorum?
Bedenimiz, beynimiz altı dakikayı tanımıyor. Oysa çocukluğumuzdan beri beş dakika ve on dakikayla haşır neşiriz. Beş dakikaya oradayım ya da on dakika sonra işim bitecek deriz. Çoğu zaman saate bakmayız bile. Burada amacımız beynimizi şaşırtmak. Altı dakikalarımızı yazarken kendimizi serbest bırakmalıyız, kalem kâğıtta akmalı. Düşünmeye fırsat vermemeliyiz. Diyelim ki tıkandık, yazacak bir şey bulamıyoruz. O zaman da defterimize, tıkandım, ne saçma şey bu altı dakika, ne yazacağım şimdi… gibi aklımızdan o an da ne geçiyorsa onu yazacağız. Altı dakikaları kalem kullanarak yazmanızı tavsiye ediyorum, eğer on parmakla hızlı bir şekilde yazabiliyorsanız bilgisayarda da yazabilirsiniz. Unutmayın akıcılık çok önemli. Kendinize altı dakikalarınızı yazacağınız bir defter de edinebilirsiniz. Belli dönemlerde yazılan altı dakikalar genellikle bir konu etrafında döner. Sonradan onları okuyup kendinize konu bulabilirsiniz. Her gün bir kelime seçip – diyelim ki kelimeniz ZAMAN- ilk cümlenize -zaman- deyip başlayacaksınız ve zihniniz sizi nereye götürüyorsa onu izleyeceksiniz. Zihin maymun gibidir oradan oraya atlar, maymunu takip edin😊. Unutmayın saçmalama hakkımız var. Altı dakikalık süreniz bitince kalemi bırakın, daha fazla yazmayın. Altı dakika kelimelerinizi her yerde bulabilirsiniz, bir kitabı rastgele bir sayfasını açıp, gözünüze ilk çarpan kelimeyi yazabilirsiniz. Altı dakikalarınız da yazdıkça gelişecek, bir süre sonra romanınıza, öykünüze vs, yardımcı olmak için de yazabilirsiniz. Şimdi ben altı dakika başlangıç örneği vereceğim size, diyelim ki kelimemiz -zil-. Cümleye zil ile başlayacağım.
Zil hiç durmadan çalıyordu, kim geldi ki şimdi. Ne lüzumsuz. Anneannemin de zili vardı. Oryantalde de zil ne güzel olur. Öğrensem mi acaba? Bir bu eksikti, bu yaştan sonra… gibi. Zihnimizin akışında kalarak yazıyoruz.
-Zil’in çalması hiç hoş bişey değil…sana bir anın bitişini hatırlatıyor. Bitişler ne zordur…her bitişin yeni başlangıçlara gebe olduğunu bilsende sancılıdır, zor’dur. Çay’ımı içip iş başına dönmeliyim…işimi seviyorum. Iyiki seviyorum yoksa oda zor olurdu. Rayme hanim geldi bugün yine, kır ve kısa saçlı, 60 yaşında bir hanım, saç tipi ve kiyafetlerine göre fazla narin bir ses tonu var…yorgun ve bitkin görünüyordu, kan tahlili ise temizdi. Biraz sorguladım, gözleri doldu…yalniz yaşiyormuş. Koku alma yetisini kayip ettigi için hayvan bile beslemekten korkuyormuş. Bu arada sanirim bende de başlıyor bu :/ onca alerjik rinitten sonra kaçınılmaz bir son…yine son dedim. Sanirim içimde biryerlerde bir… Devamını oku »
Selam Leyla, harika bir altı dakika yazısı çıkartmışsın.. Bu altı dakika yazında dikkatimi çeken kelimeleri yazıyorum sana. İstersen bunlardan seçip yazabilirsin: Bitiş, zor, sorgulamak, ve son 🙂
Altı dakika yazılarını yazarken ne hissediyorsun; hala seviyor musun, rahatlatıyor mu, sıkıyor mu?
Eline sağlık.
Merhaba Nilcim Var ya…( babam olsa hemen ardina yok ya derdi) bayıldım bu 6 dakika yazılarına. O kadar ki sürekli yazmak istiyorum. Her güne bir değil bir sürü 6 dakika yazısı yazmak istiyorum sonra frenliyorum kendimi…frenledikce yazma heyecanım artıyor ve bir dahaki 6 dakika yazıma hevesle başlıyorum. Tabii senin yorumlarında kamçılıyor. Doğru yolda olduğumu hissettiriyor. Motive ediyor. O yüzden bu heyecanı yaşattırdığın için çok teşekkür ederim sana. Hastalar onları dinleyip anladiğimiz için nasil teşekkür ediyorlarsa bende ayni o şekilde kendimi anlamış, dinlenmiş hissediyorum. Bu çok değerli. Sevgiler
Nasıl mutlu oldum Leyla. Ne güzel bir cevap. O zaman sen hep yaz, ben de okuyayım.
Sevgiler.
Saat dost musun, düşman mı belli değil. Aslında her şey ve herkes için aynı şey geçerli. Cehennemin yolu iyi niyet taşlarıyla bezeli diye boşuna dememişlerdir herhalde. Her an her şeye gebe. İyilik yap denize at. E bu durumda iyilik yapmamak mı gerekiyor? “İyilik güzel bir şekilde gizlenmiş kontrol etme…” off muhteşem bir laf ancak bu kadar imha edilir. Belki de artık kalemi elimden bırakma zamanı gelmiştir. Umarım bu düşünce bu gece içindir. Ürktüm. Ezan okunuyor. Severim sabah ezanını duymayı. Dinsel değil zamana dair tetiklenme. Şimdi ona eşlik eden onlarca köpek havlıyor. İlginçtir sabah ezanına eşlik ederler hep. Rahatsız mı olurlar,… Devamını oku »
Reyhan’cığım, bu yazında zihin atlamaları olmuş. İyi gidiyorsun. Biraz daha zihnini serbest bırak lütfen. İyilik, algı, zaman, sabah ezanı, kendine kızmak, kafa karışıklığı kelimelerini de vakit bulursan altı dakika yazabilirsin.
Eline sağlık.
🙂
Aaa ne güzel, umuyorum gerçek olacak:)
Rica ederim Nuray, Şu an el yordamıyla başlamana rağmen, çok iyisin. Yazı kurallarını gördükçe çok daha iyi yazılar çıkacak. Kim bilir belki ilerleyen zamanlarda kitabını da çıkarırız:)
Hep gül, sevgilerimle.
Bu kendimle ilgili bugune kadar kurdugum en buyuk hayalim desem:)
Nuray, “olmak,” yazında “alt tarafı bir cansın sen de, bu dipsiz kuyu triplerini,” çok sevdim. Sen güldürürken düşündürüyorsun. Üslubun ironik, herkes başaramaz. Senin kalemine çok yakışıyor. Bir altı dakika da “bencillik,” deyip yazabilirsin.
Ali Poyrazoğlu’nun “İçimdeki Timsah,” kitabını tavsiye ederim. Dilini ona çok benzettim.
Sevgilerimle, güzel bir gün olsun.
Nuray, “iki,” yazını okurken çok eğlendim. Senin üslubuna bayıldım. Önce saydı, sövdü ama sonra yine kıyamadı :)) aç bir şişe kırmızı dedi. Kadınlık halleri:))
Parentez içindeki iç sese gerek yok, yazının büyüsünden dışarıya çıkarıyor okuru. Bir yazı bittikten sonra her cümlesine “sen lazım mısın, benim metnime hizmet ediyor musun?” diye sormanın çok faydasını görürsün. Yazarken doğru yazma kaygısına hiç girmemek lazım. O yazmamızı kısıtlar.
Eline sağlık.
Nuray’cığım, “mum,” yazında harika olmuş. Mumdan başlayıp, ruja, oradan da şişman teyzeye gitmişsin; altı dakika yazılarında olması gerekeni, zihnini takip etmeyi başarmışsın. Bahçedeki gül ağacının tonunda bir ruj istemene bayıldım. Sonra bol naneli ezogelin çorbasını da çok sevdim. İki yerde de hem görmek, hem de koku almak duyularımız devreye girdi. İkinci modülde duyular çalışmasını yapacağız. Sen konuyu görmeden yazmışsın, eline sağlık. Mum yakan kadının heyecanını hissettim. Şişman teyzeye ve anneyle olan diyaloğuna çok güldüm. Bir de yazıya diyalog sokmuşsun, çok başarılı. Diyalogla metnin içine çok daha çabuk gireriz.
Eline sağlık..
Cok tesekkurler yorumlarina. Ben sonucta el yordamiyla tamamen ic gudusel ilerliyorum yazdiklarimda. Ama bu yolculukta ki yanimdaki Ses dogru yolda oldugumu soyledikce ya da nelere dikkat etmem gerektigini, korluk yerini flu da olsa gormeye birakiyor. yavas yavas. Ve bu da en hafifinden kocaman bir gulumseme yuzume. Tesekkurler Nil.
Merhaba Nuray, önce “tanımak,” yazına yorumluyorum. Yazını okurken düşündüm. Evet ne kadar da aceleciyiz, hızımızdan güzellikleri kaçırıyoruz çoğumuz.
Buradan “farkındalık,” “yavaşlama,” ile ilgili de altı dakika yazısı yazabilirsin.
Ellerine sağlık.
OLMAK Olmakli sanki hersey bir suredir icinde.Olmaya calisiyor her bir hucresi bedeninin.Ne mi olmaya? Iyi olmaya,guzel olmaya,huzurlu olmaya,saglikli olmaya. Ee ne vardi oluverseydi olsundu.sevsindi.kendisini.Bunca yilin acimasiz kati hali kendine yettiydi.Amannn,Ne ulan dedi Alt tarafi koyvercen ipin ucunu.amma ciddiye almisin be kendini sen.Alt tarafi bi cansin sadece. Dunyanin butun boktan seylerinin her sorumlulugu sendeymiscesine bu dipsiz kuyu tripleride neyin nesi?Tadini cikar burda olmanin seviver,sariver kendini bonkorce.Hem kimbilir yarin arasan yoksun belkide ne biliyorsun. Bilincin sonsuz evrene donmus, bir yerlerde. Bedenin de toprakta atomlarla bin yerde. Sonunda dagilmissin evrenin dort bir yanina. O yuzden topla kendini bir an once ,dagilmak icin iyi… Devamını oku »
IKI
Iki kisilik biletim hadi gel beraber gidelim. Havan degisir hemde.Ulan amma naz ettin ha .Sanirsin sosyal hayatin cok hareketli.Bir davetten oburkune yetisemiyon. Neyin nazi simdi bu? Daha gecen gun 3 ay olmus aksam disari cikmayali diye aglamadinmi sen bana?Eee iste al.Hem aksam,hem bedava,hem eglenceli .Yanina ne istiyorsun daha.Vallaha bundan sonra bir kere daha aglarsan gecen yaz yaptigim gibi birakirim arayip sormayi seni bu ne be?Bebegini nazlamaz anne bu kadar. Anladik terkedildin
.Deprosyandasin. Kizim acaba sirf bu sebepten terk edilmis olabilirmisin? Aman iyi be aglama tamam.Tamam tamam.Ac bi sise kirmizi dinlicem gene haketmediklerini sabaha kadar. (Ic Ses”dibine kadar hakettigini bilerek”)
Merhaba, n keyifli yazı bu böyle! ‘bu ne be?’ kısmı çok iyiydi. Çok sevdim. Bence parantez içindeki son cümleye gerek yok. Senin dış sesin bize çok çok iyi geliyor. Çok sevgiyle…
Tamamdir. Mesaji aldim.Ic sesler yeter artik. Dis sesler ciksin ortaya. Tesekkur ederim Gizem Hocam.Sevgiler benden de.