Anayurt Oteli
Adı Zebercet’ti,
Sonunda gebercekti.
İçine içine konuşacak
“Merhaba odam boş mu?” diyecekti,
Kaçamağın da, ortalıkçı kadının da tadını bilecek,
Gecikmeli Ankara treni ile gelen kadının yolunu gözleyecekti.
Odadaki şeker yediyken altıya düşecekti.
İçilen çay tek miydi çift miydi,
O havlunun aynısından emekli subayın odasından nasıl çıktı,
Ankara treniyle gelen kadının emekli subayla ne ilgisi vardı,
Emekli subay gerçekten kızını öldürmüş müydü,
Kadın, emekli subayın kızı mıydı,
Yağlı urgan boynundayken farkına vardığı bunca özgürlüğü ne yapacaktı?
İşte bunları hiç bilmeyecekti.
Zaten bardak kırılmış, oda bozulmuştu,
Ne önemi vardı,
Adı Zebercet’ti.
Sonunda gebercekti.
Anayurt oteli…. hep içimi dağlar… hep. Senin yazındaki melodi ise kısa gülümsetti.
Beğen butonu yoktu 😉