Arasın: Flaş Kurgu
“Arasın. Önce o arasın.”
Oturuyoruz. Annem, ablam ve ben. Babam koltukta uyukluyor. Annem yarın akşam gelecek misafirleri için kuracağı sofranın planlarını yapıyor. Ablam annemin gösterdiği şekilde peçeteleri katlıyor. Ben. Ben yokum sanki. Kimse bana iş vermiyor. İkisi konuşurken, kendi aralarında konuşuyorlar. Öylece oturuyorum.
“Arasın. Önce o arasın,” diyor annem. Bu sefer kendini haklı çıkartmak ister gibi başını sallıyor, onaylıyor. Sinirli bu akşam. Genelde sinirli sanırım. Ablam ağladı ağlayacak. Araması gereken ablamın sözlüsü. Ne kadar saçma bir kavram şu sözlü kavramı. Birbirine bağlılık sözü etmiş iki insan. Neden? Garantilemek kadınların hayali. Ablamın sözlüsüyse sanırım alacağını aldı, söz uçtu gitti. İki gün oldu aramıyor. İki gün önce ablamda birşeyler değişti. Kimse anlamadı, görmedi. Bu evde kimse hiç bir şey görmüyor anlamıyor. Susmanın faydalarını bilirim. Çok konuşkan değilimdir. Bu evde konuşmanın çok bir faydasını gördüğümü de söyleyemem. Babam horluyor. Annem öfkeli bir bakış atıyor. Ablam daha çok ağlıyor. Katladığı peçetelere bakıyor annem. Elindeki kalemi bırakıp, peçeteleri ondan alıyor. Bana uzatıyor. “İşe yara, öyle oturup durma” diyor. “Sıra sana geldi artık.” Ablama dönüyor. “Kalk, yüzünü yıka. Bize de bir çay koy.” Saat geceyarısını geçiyor. Babam koltukta uyukluyor. Ablam çay koyuyor. Ben peçete katlıyorum. Annem artık sadece bana bakıyor.
Ablamın sözlüsüyse sanırım alacağını aldı söz uçtu gitti.Kaleminize sağlık Hocam,Evin içini,kişileri yaşadım,çok güzel bir film yada tiyatro oyunu olur bence.Ellerinize sağlık
Çook teşekkür ederim Ebru’cuğum