Ay’a Sordum: Nuray Narbay – Arafta

Neyi beklediğimi bilmeden, böyle yarı felç yarı sağlam devam ediyorum hayata. Hani birini bekliyorum desem, yok değil, ya da olağandışı bir hayalin gelip beni bulacağı da değil. İçinden sıyrılıp çıkamadığım, aslında çıksam nereye gideceğimi de tam kestiremediğim üstelik bununla ilgili pekte hayal kuramadığımı biliyorken nasıl bir hal ki bu , arafta  kalakalmak  hayatın ortasında.    

Ee peki ne bu, bekleme hali? 

Aslında zaman çok hızlı akıyor görüyorum. Ama bana gelince ağırlaşıyor birden. Üzerimden yavaşça aşağıya akarak beni sabitlemeye yarıyor sanki aynı fikre, duyguya ve eyleme. 

Dikilip bekliyorum, evet oturmuyorum bile, şeytan azapta gerek der gibi, dikti beni ne ileri ne geri, bekle diyor, zannetmiyorum artık, bu bekleyişin sonu, bir amaca hizmet edecek olsun. 

Sırf beklemeye gelmiş olabileceğim geçiyor aklımdan bazen. Öyle ya var olan zamanın kıymeti üzerinden deneniyor olabilirim, ki öyleyse zaten çoktan ikmale kalmışımdır.

Öyle işte günler, haftalar, bazen saatler, bazen dakikalar, dikildiğim yerden, yavaşça akıyorlar ayaklarım dibine, sızıp küçük taş kaldırımlar arasından gidiyorlar, üzerinde kâğıttan kayık yapıp yüzdürebileceğin kadar debisi yükseliyor bu gidişin bazen, bakıyorum akana, tutamıyorum.

Gözlerimi kapıyorum o zaman. Gözlerimi kapattığımda bir şey değişmiyor, kâğıttan bir kayık beliriyor akanın üstünde beyaz, tek bir çizik yazılmamış, temiz bir kâğıt, yazamadığım cümlelerimi yolcu ediyorum bu şekilde.

Sakın bana akıl vermeyin, bunun akılla çözülemeyecek olduğunu aklım çözdürdü çünkü bana. Ama aynı akıl çözülemeyecek yolun, çözülecek halini anlatmamaya yeminli. Bıraktım peşini aklın. Ardı sıra seğirttiğim dikilmekten yorgun duygularımın tek derdi bir an önce oturmak.

Oturttum onları, çok yorgun, çok solgun, çok yaşlılar, bakıyorum onlara, adlarını unutmuş ama gelecek bir tanıdık için kapıdan gözlerini ayırmayan huzurevi sakinleri gibiler, geç kalmış, hasta, yalnız.

İşte dikildiğim bu yerde, bir milim kıpırdamadan bu satırları yazıyorum şu an. Ayaklarımın altındaki sıcak his gülümsetiyor sanki beni bu yazıyla. Bunu yazabildiğim için ruhumda bir kıpırdanma var mı diye kontrol ediyorum. 

Yokluyorum, ayaklarımın altında yer yok. Havada asılı kalan birini çok da ciddiye almıyorum.

Beklemeye devam ediyorum kaldığım yerden.. 

0 0 votes
Article Rating
Bildirim al
Bildir
4 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Öykü Tekşen
Noble Member
28/05/2020 17:20

Yıllar yıllar önce okuduğum ve hayatımın kitabı dediğim Tatar Çölü ve içinde bekleyen Teğmen Drogo geldi aklıma.
Kitap bittiğinde kendime yazdığım notla okudum yazını: “Bekleme(k) bir ömür zamanı!”
Kalemine, yüreğine sağlık canım Nuray (:

Nuray Narbay
Active Member
30/05/2020 22:56

Canımsın.Çok Teşekkürler.

Gizem Ardıç
Noble Member
28/05/2020 10:37

On sene önceki Gizem’i gördüm yazında Nuray, nerelere götürdün beni… Kalemine, kelimelere dökebildiğin yüreğine sağlık ❤️

Nuray Narbay
Active Member
30/05/2020 22:58
Reply to  Gizem

Çok teşekkürler sözlerine, çok kıymetli.

Gün :
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

✎Bize ulaşabilirsiniz