Ay’a Sordum: Nuray Narbay – Dergah

Işığı söndü içimdeki odaların, sahipleri çıkıp gittiler, ilgilerini, sevgilerini bavullarında taşıdılar giderken. Uğurladım tebessümle onları, geriye kirli çarşaflar, baş uçlarında yarısı içilmiş su bardakları bıraktılar.  Bakakaldım arkalarından. 

İçlerinden geçeni bilmek istedim, sarılıp, öpmek istedim alınlarından, ellerinden tutmak istedim son defa. Gözyaşları benim için değildi bildim.

Dualar ettim yolları için, gidişleri, varışları, buluşları, sevişleri için. 

İçinde benim olmadığım, her yerin cenneti olduğuna emindiler gittikleri yere doğru atarken adımlarını.

Geçmişi bırakışlarının hafifliği nefeslerinde yüzüme çarptı, gösterdikleri tahammül sınırlı, gözleri kurtuluşlarında, yeni  geleceklerine koşarak  gittiler.

Ayak seslerini geç işitmişliğin, kendi sesimden başka ses duyamamışlığın şoku geçince, dayanma gücü yerini aldı. Zaten başka ca da bir şey gelemezdi elimden.

Sanıyorum böylesine adanmış bir ömür sonunda, çıkmaz bir sokaktan, bana geri adımlatacak geldiğim bütün yolu, eli kolu dolu yürüttüğü bu yolda, şimdi boş ceplerime sokturarak yollayacak geriye beni.

Bir denklemi olmalı yinede hayatın içinde gelinen bu halin, suç, suçludan, merhamet, nankörlük, hak ediş, sevgi ve haktan gayri.

Niyesini anlamaya gayretim yinede denklemin çözümüne tek başına yeter değil, bende onun yerine  buraya gelmeyi hiç beklemediğim ile yüzleşiyorum sessizce.

Hayat unutturuyor, doğru diye bildiklerini, sen kendi yarattığın hikayenin eşsiz olduğu fikriyle mutlu mesut yaşarken, bir klişede başrol oynadığından bihaberken üstelik, seni seyrediyor sanki.

Sen bütün işaretleri okuduğuna tam artık eminken de, hiç bir şeyin sana ait olmadığı gerçeğini  göstermek için, sadece maddede, hatta insanda değil, bazen durumda dahi imtihan ediveriyor aniden seni.

O zaman sormak istiyorum, sahip olduğun, yarattığını düşündüğün şey, iyilikle bile olsa, o ‘ben yaptım’ kibrine düştüğün için mi? her şeyi canı gönülden yapmaya çabalamış iken bile ,sırf bu altta çalışan kibir yüzünden mi ,kurduğun denklemi sıfırla çarparak sana gösteriyor.

Sadece olanın olmasına izin vermek, sahip olmaya, oldurmaya çalışmamak ve olanı kendinden dolayı oldu diye bile var saymamak işi bu birazda.

Sonrasında da bi gayret, kabulüne geçip kalkmak ve hazırlamak gönlünün odalarını tekrardan.

Yavaş yavaş  süpürüp yerlerini izlerinin, çerini çöpünü temizleyip, ışığını kendi kendine yakıp, hazır tutmak  her daim.

Dergah misali gelene ve hatta gidene…

0 0 votes
Article Rating
Bildirim al
Bildir
4 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Esra Rehill
Active Member
01/08/2020 09:34

“O zaman sormak istiyorum, sahip olduğun, yarattığını düşündüğün şey, iyilikle bile olsa, o ‘ben yaptım’ kibrine düştüğün için mi? her şeyi canı gönülden yapmaya çabalamış iken bile ,sırf bu altta çalışan kibir yüzünden mi ,kurduğun denklemi sıfırla çarparak sana gösteriyor.”

Yazı yazma eylemi, yazı evinde başka birşeye dönüşmüş. Bir kişinin yaşadığı başka boyutlarda bambaşka hallerde bir başkasının kelimeleri arasına gizlenip ses veriyor insana. Hani şöyle derin bir nefes almak gibi bir anlık. Bir soluk. Bu duygudaşlık için, yazdıklarınız için çok teşekkür ederim. Yine 🙂

Nuray Narbay
Active Member
01/08/2020 18:54
Reply to  Esra Rehill

Ben çok teşekkür ederim Esra.Anlaşılıyor olmak duygudaşlığın en güzel tarafı.Yazan içinde bu böyle…

Yonca YAŞAR
Active Member
25/07/2020 10:36

Elinize saglik. Çok sevdim.en cok;

Sonrasında da bi gayret, kabulüne geçip kalkmak ve hazırlamak gönlünün odalarını tekrardan.

Yavaş yavaş süpürüp yerlerini izlerinin, çerini çöpünü temizleyip, ışığını kendi kendine yakıp, hazır tutmak her daim.

Bolumunü. yine ve yeniden yazıda buluşmanın güzelliğinde kalmak ümidiyle. Sevgiyle kalin

Nuray Narbay
Active Member
01/08/2020 18:56
Reply to  Yonca YAŞAR

Çok teşekkürler. Yazıda buluşmak dileği ile..

Gün :
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

✎Bize ulaşabilirsiniz