Ay’a Sordum: Nuray Narbay – Hesap
Doğduğun günden beri zannediyorsun ki dert zaman, zannediyorsun ki dert başkası, dert dışarıda. İçindeki boşluğu bin değişik şekille, bahaneyle doldurmaya çalıştın. Zannettin ki, aklın bunu çözer. Kelimelerini başkalarına kiraladın, anlamlarını kendine. O anlamları içinde hissedemedikçe çözemedin içindeki sıkıntı ne diye ?
Hem bozuk para gibi harcarsın hem hesabını yaparsın zamanın. Her günü, hem bitmeyecek, hem yetmeyecek gibi yaşarsın. Hep yetiştirmeye çalışıp, hep geç kalmış hissedersin. Ertesi güne yükünü devreden yorgun birinin, kendini yatağa bırakışından, göreceği rüyanın hayra yorulmayacağını bilmez misin?
Birilerini kurtarma, düzeltme derdinden, harcadığının kendi zamanın olduğunu kaçırırsın gözden. Burada, kuyruğunu yutan yılan misali ,bir çemberde döner durursun aslında. Her kurtardığını düşündüğün kişi, kendinle başa çıkamayışının ispatıdır aslında. Günün sonunda kurtaramadığın, kurtaramayacağın hayatların, verdiği yükle kendinle yüzleşemediğinin farkında bile olmadığın bir günü daha bitirirsin.
Sorman gereken soruları, soramayıp kendine, canını yakmayı göze alamayıp, başkalarının alanlarına dalarsın iyi niyetle. Kontrol edebileceğin ölçüde varsındır hayatta. Henüz kontrolün ancak kendinden geçtiğini bilmezken, hayat daha kolay işler tıkırındayken..
Fakat bir gün içindeki sıkışmışlığın, sebepsiz sancılarının eşliğinde, bir boşlukta sallanırken, çıt diye bir ses duyulur içerden. Üzerinde tepindiğin ruhunun metal yorgunluğu, bırakır kendini bedeninin içine saniye geçmeden. Senin sahip çıkmadığın ruhun ,sana bir şans daha verir, sen ona sahip çık diye. Ciğerinden konuş ister kendi kendinle, hiç lafı eğip bükmeden.
Vakit gelmiştir, ruh artık görmek ister, cesaretini, dürüstlüğünü. Yorulmuştur aklının oynadığı oyunlardan, hep başkalarını suçlamandan, iradenin zayıflığından. Dürüst bir teslimiyet, yalan bir zaferden daha onurludur. O bilir, sen bilmezsin.
Zamanında tutamadığın hesaplar kesilir, yırtıp attığını zannettiğin bütün ödemeler önündedir.Hadi der kulağına, şimdi kolaysa beni kurtar. Hesaplamak için bütün ödemeleri, bütün kasalarını boşaltman gerekir. Kötü gün için, öbür dünyalık, bu dünyalık, ne varsa dökülür önüne. Kefenin cebi olmadığını anladığında, dağıtırsın bütün teşekkür, özür, af dileklerini.
Bilişinde helalleşirsin suretini göremeyeceklerinle. Affedemeyeceklerine yol verirsin canı gönülden. Bakakalırsın arkalarından her bir özürün, affedişin, şükürle gidişlerinin.
Nihayetinde, çıplak beşerin aynanın önünde bakıyorken sana, kendini tümden kundaklayıp bırakırsın dünya denen bu rahme. Toprağına karışmaya geldiğin bu dünyayı artık anlar ve nihayet ölmeden önce ölürsün ki tekrar doğabil diye.
Dinlemek için:
Nuray hanım siteyi kesfetmeye calısırken tesadüf çıkan yazınız karsıma,ne kadar tanıdık, ne kadar benzer…gurbette hemserimle karşilasma sevincini cagrıstirdi..Elinize sağĺık..
Çok teşekkür ederim.Duygudaşlık bu olsa gerek…
Yuh dedim.. Yuh! O sondaki doğum.. yuh Nuray.. öyle iyi bi yuh!
Canımsın Yonca…