Bekliyorum

Yazamadığım günlerdeyim. Hamilelik gibi bir şey bu. İçimde bir şey büyüyor. Ne olduğunu bilmiyorum. Hikâyelerin ultrasonu yok henüz. Sıkıntılı bir süreç bu. Dilimin ucunda değil, ruhumun ucunda asılı duruyor anlatılacak bir şeyler. Tutamıyorum, çıkartamıyorum, geri yutamıyorum. Hamileliğimin ortalarında Yusuf dönerdi. İnsanın içi çekilir gibi olur, aşık olduğun zaman takla atar ya miden, ona benzer bir histir bebeğin içinde dönmesi. Hamileliğin sonuna doğru alan daralır, hareket azalır. En azından bana öyle olmuştu. Tek tarafa dönüp uyuyamazdım. Rahatsız uykular, uykusuz geceler olurdu. Zor yürüyordum. Ağustos sıcaktı, deprem olmuştu. Dünyada ne olursa olsun o bebek büyüyordu ve bir gün doğacaktı. İşte öyle günlerdeyim bu aralar. Bir şeyler doğacak. Dişlerimi sıktırıyor, oflar çektiriyor, odadan odaya boş boş yürütüyor, uykumu getiriyor, elimdeki kitabın satırlarını, aynı satırı hatta defalarca okutuyor. Dolu içerisi başka bir şey alamayız, dükkân kapalı diyor. Boşaltalım o zaman diyorum. Kalemi alıyorum yazmıyor. Klavye’ye geliyorum, kendimi YouTube izlerken buluyorum. Kahve makinesi sürekli öğütmekten, köpüklü kahveler yapmaktan yorgun. Masam jilet gibi. Toplarsam zihnim de düzene girer, hikâyeyi bana getirir diye ummuştum. O da olmadı. Farklı ülkelerin müziklerini dinliyorum, bir Arapça, bir Japonca, bilmediğim farklı farklı dillerde, kadınlar şarkılar söylüyor. Notalar içimdekini dürtüyor. O hazır değilim diyor. Uzun yürüyüşler yaptığım günlerdeyim. Ağaçların yaprak hışırtısını, ayak seslerimi, kuşların cıvıltısını dinliyorum. Bir banka oturup gelene geçene bakıyorum. Çağırıyorum hikâyeleri. Her şey hazır olduğunda doğar biliyorum. Yine de artık doğsun istiyorum. Uykularım bölük bölük, çokça rüya görüyorum. Geç yatıp erken kalkıyorum. Resim yapıyorum. Çalışıyorum. Her sabah bilgisayarın başına gelip bugün diyorum, bugün yazacağım. Bir karakter silik bir silüet gibi dolanıyor zihnimin kıvrımlarında, hangi ülkede, hava nasıl, içeride mi dışarıda mı karar veremiyorum. Sürekli her şey değişiyor. Canımı acıtan bir şeyler yükseliyor, arabesk şarkılar dinlerken buluyorum kendimi. Sonra bir rap şarkısı seçiyorum. Söyleyeceğim çok şey varmış, önemli bir şey varmış hissini atamıyorum da, onu yaratan hikâyeyi doğuramıyorum da. Öyle beni tetikleyecek bir hedefim de yok. Roman yazayım, bir öykü çıksın derdim de yok. Olsaydı belki daha kolay olurdu bu kadar yormazdı bu doğum beni. Sezaryen gibi bir şey olurdu. Oysa ben normal doğumu seçmişim haberim yok. Santim santim yaklaşıyorum, santim santim açılan hikâyenin çıkışına. Bekliyorum onu. Odasını hazırladım. Gelse, ona şefkat göstermeye hazırım, ona bakmaya, beslemeye, büyütmeye hazırım. Gözlerim kapıda hikâyenin gelmesini bekliyorum. 

0 0 votes
Article Rating
Bildirim al
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Gün :
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

✎Bize ulaşabilirsiniz