Çatlak – Gizem Ardıç

Fotoğraf: Jonathan Knowles
Asfaltı örten karın soğuk nefesini hissetmek için açmıştım pencereleri.
Mutfağın perdeleri, usul usul esen rüzgârla bir içeri bir dışarı salınıyordu camda.
Ateşteki tencerenin sıcağında ısıttım ellerimi.
Kaşık almak için açtığım çekmecenin kulpu soğuktu. Soğuk kaşıkla,
Sıcak çorbanın tuzuna baktım. Azdı, ekledim.
Kaynadı tıkır tıkır bir süre daha.
***
Soluk mavi olanı seçtim,
İç içe dizilmiş kaselerin en altından.
Sıcak çorbadan bir dolu kepçe koydum soğuk kâseye.
Sessizlik perdesini kuvvetli bir çatırtı yırttı.
Bekledim…
Tezgâhın üstüne ince ince sızdı çorba.
Sabrettim…
Tamamen boşalınca, pencereye doğru kaldırıp içine baktım kâsenin.
Dibindeki çatlaktan gün ışığı sızıyordu yüzüme.
Gülümsedim…
Sızan gün ışığını yüzümde hissettirdiğin için teşekkürler Gizem! Yüreğine, kalemine sağlık.
Teşekkür ederim Öykümmm ❤️
Ah Gizemciğim, nasıl da dokundun bana. Adım adım içindeydim yazdıklarının. Harika olmuş… 🙂
Çok çok teşekkür ederim canım arkadaşım ❤️
Bayıldım Gizem. Şiir gibi… Nesnelerle, imgelerle duyularıma, duygularıma hitap ettin. Ellerine sağlık.
Çok teşekkür ederim Duygu Hocam ❤️
Muhteşem olmuş Gizemmmmm!
Canım Hocam, çok teşekkür ederim ❤️
Kırık çorba tası çatlağının arasından gün ışığını görmek kolay değilmiş. Soğuk da olsa hava, ışığı görmek çok mutlu edici. Keşke tas çatlamasaydı, yaz olsaydı, sabırsız ve heyecanlı olsaydın. Çorbayı içseydin, karnını doyursaydın ve güneşe yüzünü yine dönseydin. Mutlu olsaydın daha çok.
Değer verip yorum yazdığınız için çok teşekkür ederim Necdet Bey 🙂 Aslında kahramanın geçirdiği değişimi, kendisi olmaya attığı adımı sembollerle çok çok deneysel bir şekilde anlatmaya çalışmıştım. Çok mutlu son yani 😉
yazdığını gerçekten çok beğendim. Sadece hissettiğimi yazmıştım. Selamlar.
Teşekkür ederim 🙂