Fark ettim ki: Hülya Biyan

Çocuğunuz, öğrenciniz “Çok mu hareketli? Dikkatini toplayamıyor mu? Geç mi öğreniyor?” O zaman elinizi çabuk tutun çünkü özel eğitime ihtiyacımız var. Evet yanlış duymadınız bizlerin -öğretmenler, ebeveynler- özel bir eğitime ihtiyacı var. Bu cümlenin sonu “Çocuğunuzu bir uzmana götürmelisiniz.” ile biter genelde ya da hiperaktif olduğu ileri sürülebilir. Oysaki ne olduğu ile ilgili bir fikrimiz yok, çocuğunuzu bir uzmana götürecekseniz bile hangi alanda uzman olmalı bunu da bilmiyoruz.   Bana göre böyle olmamalı ve bu cümlenin sonu tam da bizim özel eğitime ihtiyacımız olduğu ile bitmeli.

 Geçtiğimiz aylarda Doktor bir arkadaşımın paylaşımı beni etkiledi. “Duyusal Bütünlemeden, Dokunma Hassasiyetinden (Ki Duyusal Butunleme basligi sadece dokunma değil pek çok hassasiyet alanını da içinde barındırır. ) bahsediyordu. Merak ettim ve duyusal bütünleme ile ilgili ardı ardına pek çok video izledim ve makale okudum. Ben bir doktor değilim. Ben bir öğretmenim, ebeveynim ve çocuğa dair bilgilere kayıtsız kalamıyorum. Aklıma sınıfımdaki çocuklardan biri geldi. “Öğretmenim, tişörtümün etiketini keser misin?” Hiç sorgulamadan kestim, sonrasında aklıma sadece bir soru geldi. “Etiketinde isim yazıyordu. Yüzme dersimiz vardı. Tişörtü kaybolur mu?” artık çok geçti çünkü etiketi kesmiştim. Benim için önemli olan o an onun rahatlamasıydı. Bu her zaman bu kadar kolay olmuyor. Ders süresince kıpır kıpır hiç durmayan bir cocuk var karşınızda ve nedenini bulamıyorsunuz, onu da sakin kalması için uyarıyorsunuz ama ne mümkün. Bunlar aklımın bir köşesinden geçip giderken izlediğim videolarda ki dokunma hassasiyeti başlığı da diğer bir köşesini meşgul etmeye devam ediyordu. 

Sanal Yazı Evi eğitimlerinden birinde “Sinestezi” başlığı ile tanıştım. Çok ilgimi çekti ve yine sinestezi ile ilgili pek çok video izledim, makale okudum aklıma yine tek bir şey geldi “çocuklar”. Sinestezi bir kaç duyunun aynı anda çalıştığı özel bir durum. Örneğin görme ve tat alma duyusu aynı anda çalışıyor.  Düşünsenize sınıfınızdaki çocuklardan biri size şunu söylüyor “Öğretmenim bu kitap acı, okuyamıyorum” böyle bir durumun olabileceğini bilmiyorsak belki de bir çoğumuzun  içsel tepkisi “okumamak için bahane üretiyor” olurdu.  “Dinlettiğiniz bu şarkı çok kötü kokuyor.” ya da tam tersi “Bu renge bayıldım, muz gibi…” oysa gösterdiğiniz renk kırmızıdır. Ben de oluşan duygu tam bir şaşkınlık olurdu tabii sinestezi ile tanışmasaydım. 

En çok karşılaştığımız ya da karşılaştığımızı sandığımız “disleksi, öğrenme güçlüğü, dikkat dağınıklığı, hiperaktivite, üstün zekalılık” gibi kavramlar hakkında bile tam bir bilgiye sahip değilken ve bu çocuklara nasıl yaklaşacağımızı bilmiyorken  duyusal bütünleme bozukluğu, sinestezi ve bunun gibi pek çok kavram ile ilgili hiçbir şey bilmiyoruz. (Araştıran ve sürekli öğrenen eğitimci ve ebeveynleri dışarıda tutuyorum.) Bu kavramlar gerçek ve hiçbirimiz konunun uzmanı değiliz, olalım gibi bir iddiam da yok zaten. O zaman da çocukları tanımadan etiketlendirmemeliyiz. Eğer araştırmacı ve duyarlı bir öğretmensek ve sınıfımızda çevremizde karşılaştıysak bazılarını biliyor olabiliriz ama çoğumuz kulaktan dolma bilgilerle yetinmeyi tercih ediyoruz. Bazen farklılığın belirleyicisi olmaktan çekiniyoruz, bazen de ilk aklımıza geleni söyleyiveriyoruz az önce de söylediğim gibi konunun uzmanı olmamız gerektiğini savunmuyorum fakat ailesinden yeni kopup karşımıza gelen çocuğu tanıyacak, anlayacak, kendimizi ona anlatabilecek, ilk yönlendirmeyi yapabilecek kadar özel durumları bilmemiz gerektiğine inanıyorum. Her çocuk farklıdır ve özeldir. İşte tam da bu nedenle fark ettim ki (içeriği nasıl olur bilemiyorum) bizlerin özel bir eğitime ihtiyacı var.

Hülya Biyan
Sınıf Öğretmeni, Koç, Çocuk Kitabı Yazarı

0 0 votes
Article Rating
Bildirim al
Bildir
4 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Öykü Tekşen
Noble Member
11/05/2020 00:35

Canım Hülya, derin bir “oh” çektim, neden? Yıllarca özel okullarda eğitimci olarak çalışırken (psikolojik danışman olarak) bu etiketlere karşı göğüs gerdiğim o günler geldi aklıma. Neyse ki hepsinin karşısında duracak gücüm vardı da öğrencilerimle beraber yürüyorduk o çetin yolda, hiçbirimiz yalnız değildik. Kalemine sağlık, yazılarının devamını heyecanla bekliyorum.

Nazlı Ayça Özkarahan
Active Member
07/05/2020 00:26

Şahane konu Hülya, herkesin tek ve biricik olduğunu bir kabul etsek bunlara gönlümüzü açmak çok daha kolay olacak. Daha dün aşırı sert bir hocaya şu soruyu sordum “çocuğum duyma engelli olsaydı ve dudak okusaydı, tane tane konuşur muydunuz?” Evet, dedi. “O zaman tekrar ediyorum çok hassas rica etsem biraz daha nazik konuşur musunuz?!” “Ayyy farkındayım ve çok üzülüyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.” dedi… Senden bol bol olması dileklerimle 🙂

Gizem Ardıç
Noble Member
06/05/2020 13:57

Çok güzel anlatmışsın Hülya, kalemine sağlık. Ebeveyn, öğretmen, teyze, hala vb. çocukla ilgilenen herkesi ilgilendiriyor. Bu yazıların devamı gelse çok harika olur.

Şule Bölükoğlu
Active Member
06/05/2020 00:05

Bir çocuk eğitmek ( ailede ve okulda) ne kadar kıymetli ve ne kadar zor bir zanaat. Önemli bir yaraya parmak basan çok güzel bir yazı olmuş. Teşekkürler

Gün :
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

✎Bize ulaşabilirsiniz