Hayattaki tutkunu, burada olmanın amacını, sana özgün olan katkını keşfet. Ne çok duyuyoruz bu sözleri.

Bazı akımlar tamamen bireye indirgeyerek öneriyor: kendi içinden geleni bul, o konuda ısrar et, kimseye aldırma ve gerçekliğini yarat. Hatta başka insanların başına gelenler kendi seçimleri, dolayısıyla bunu düşünmene gerek yok diyen bir uzantısı da olabiliyor. Bir başka yaklaşımda ise dünyaya, diğer insanlara nasıl faydalı olabileceğin üzerinden yaşam misyonunu bul deniyor. Bunların hepsi kişisel tercihler içerse de bundan ibaret değiller. 

Meseleyi bir de toplum ve siyaset ekseninden düşünmeyi öneriyorum. Odağı seçimlerimizin ne kadar bize ait olduğu üzerine, koşullar, yapılar üzerine çevirelim. Örneğin, görünmez bir sarkacın bir ucunda yaptığımız işi seçme özgürlüğümüz, diğer ucundaysa hayatta kalmaya yetecek kadar kazanç elde etmek olsun.

Hangi işi seçtiğimiz, bulunduğumuz koşullardan, öğrenmelerden mutlaka etkileniyor. Peki yaptığın işin seni yalnız maddi olarak değil insan olma potansiyelini gerçekleştirirken doyurması beklenmeli mi? Böyle bir hakkımız var mı?

devamı Meltem Ersoy’un BLOG sayfasında

Meltem’le Toplum ve Siyaset Masterclass 1 Mart’ta açılıyor.
Canlı Zoom buluşması 5 Nisan’da.