Renk katmanları, köşeden köşeye, içeriden dışarıya… Morlar, pembeler, yeşiller… Bu taş ne düşünür? Ne gelir aklına mavi çiftin ucunda sallanırken? Belki, bir zincir ister birinin boynunda sallanabilmek için. Bir boyunda sallanmak ister istemesine de, esas istediği o zincirin ucundayken sahibinin göğsüne değmektir belki de. Topraktan çıkarılmış, cevherinden ayrılmış, ayıklanmış, temizlenmiş, cilalanmış hem.

Sanırım, sivri ucu toprağa bakarken, köklerini içine içine çekmeye çalışıyor. Sahibinin göğsünde, tam kalp çakrasının hizasında. Hangi renk enerjisini çalıştıracak peki şimdi? Morun ardındaki ya da altındaki yeşil mi? Taşın bile geçişleri var, mor-yeşil-pembe-beyaz falan işte.  Dumanlı ruhunun renkleri geçiş geçiş taşımın.

Bugün iki gümüş melek kaybettim atölyede, tüm gün onları aradım. Hem aradım hem ağladım. Ruh geçişlerim oldu benim de. Sonra çay yaptım kendime, biraz iyi geldi. Ama çok değil.

Kanatlı meleklerin sahibi olan müşteriyi aradım. “Almaya gelme meleklerini, çünkü bulamıyorum onları. Bilmiyorum neredeler? Bir yerdeler ama neredeler?” dedim.

“Tamam”dedi kadın. Geçişlerimi anladığını söyledi. Yeşilden mora, pembeye varamadım daha. Pembe, “İşin rast gitsin!” rengi. Ben daha oraya geçişemedim. Bir de, kırmızı bir şeyler alayım üzerime ayaklarım yere bassın biraz. Biliyorum, taşta olmayan renk kırmızı. Katman katman renkler, morlar yeşiller falan ama kırmızı yok işte.

Lan Şeytan! Kanatların var mı senin? Alıp götürdün iki küçük meleği de, satamadan geri getirecek misin bana?

Pembeye geçişemeyeceğim bugün, belli oldu. Kesiyorum burada yazmayı. Eve gidiyorum. Şeytana da not yazıp bıraktım tezgâhın üzerinde. “Şimdi gidiyorum. Ama sabah o kanatlı melekleri masamda istiyorum. Yaktırma bana buraları. Çıkartırtma bana tütsüleri.”

Kendime not: Bir yetkiliye sor Nuri:  Çıkarttırtma, çıkartırtma, çıkarttırtırma….. nasıl yazılıyor da oluyor bu kelime yahu?

17 Kasım 2022

Yazarken dinlediklerim:
A-ha / Crying in the Rain
Can Ozan / Mutlu Olmak Zordur Derler
Radiohead / Creep