Kim okuyacak?

Neden okuruz? Belki bilgi edinmek için, duygularımıza ortak olacak bir şeyler aradığımız için, yalnız olmadığımızı hissetmek için, başka bir şeyin mümkün olabileceğine inanmak için, hiç gitmediğimiz yerlere, hiç yaşamadığımız hayatlara şahit olmak, belki kendi yaşadıklarımızdan bir süre uzaklaşmak için. Anne Tyler okuduğumda sıradan ailelerin, ince nüanslarda gizli sıkıntılarını okuyorum, her ailede böyle oluyor diyorum. Jodi Picoult okuduğumda, yine sıradan ailelerin başına gelen sıradışı durumların içine düşüyor, başıma gelebilir dediğim ve korktuğum şeylerin nasıl yaşandığını okuyorum. Mine Söğüt okuduğumda sıradışı hayatların içinde dolanıp yaşama sembollerle bakıyorum. Gölgemle buluşuyorum

Peki neden yazarız? Okuma nedenlerimizden çok da farklı değildir yazma nedenlerimiz. Genelde gün içinde unutmamak için, bilgi aktarmak için email, mesaj, rapor, listeler gibi şeyler yazarız. Bir de duygularımıza ortak birilerine ulaşmak için, yalnız değilim, sen de değilsin demek için, yaşadıklarımıza birisi şahit olsun, bu dünyada ben de vardım demek için, bazen de yaşadıklarımızdan uzaklaşmak için yazarız. Okuduğumuz bir şey bizi nasıl değiştirdiyse, dönüştürdüyse biz de başka birisinde aynı etkiyi yaratmak istediğimiz için yazarız. 

Okumak için de yazmak için de en az iki kişi gerekir. Biri yazan kişi, diğeri okuyan. Bazen de her ikisi de biz oluruz. Kendi yazdıklarımızın tek okuru oluruz. Bir iletişimdir yazmak ve okumak. Tek okuru biz olan yazılarda kendimizle buluşuruz. Başkalarıyla paylaşmaya karar verdiğimiz yazılarımızla da bizim dışımızdaki insanlarla buluşmaktır niyetimiz. 

Yazarken okuru düşünmeyin derim hep. Şimdi bu söylediğim sanki onunla çelişiyor gibi. Ama çelişmiyor aslında. Okuru düşünmeyin derken okura göre, onun beğenisine göre yazmayın anlamında düşünmeyin diyorum. O kadar geniş bir yelpaze ki okur kitlesi, hepsine göre yazmaya çalışamazsınız, denersiniz belki ama dağılırsınız. O zaman belki de yazdığımız her neyse, önce onu kime yazdığımızı düşünmeliyiz. Bu anlatacaklarımı kimin duymasını isterdim? sorusu güzel bir başlangıç olabilir. Ben aslında kime sesleniyorum? Bir çok yazar kurgu yazdığında bile kimin okumasını istediğini düşünüp tek bir kişi seçip onun için yazdığını söyler. Bu tek okuru düşünmek mektup yazmak gibi bir etki yarattığı için yazmayı kolaylaştırıyor. Herkese hitap edecek bir yazı yazmamız mümkün değil. O yüzden alanı daraltmak bize yazarken bir odak noktası verir. Ayrıca yazınızın hangi dergide yayınlanabileceğine işaret eder. Hangi yayınevinden kitabınızın çıkabileceği hakkında bir ipucu sunar. Bir kitabınız basıldıysa, kime, nasıl tanıtımını yapacağınız da netleşir. Böylece hedefiniz kitabınızı geniş bir ‘herkes’ kitlesine ulaştırmak olmaktan çıkar daha odaklı, daha seçilmiş bir kitleniz olur. Kitabınızın başarısı ‘çok satılan’ bir kitap olup olmadığı ile değil, okumasını istediğiniz daha niş bir alandaki insanlara ulaşmış olmasıyla ölçülür.

0 0 votes
Article Rating
Bildirim al
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Gün :
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

✎Bize ulaşabilirsiniz