Motivasyon dediniz
İki soru sordum. Bunlardan biri yazmakla ilgili hedefin varsa, ona ulaşmak için şu an en çok neye ihtiyacın var? Sorusuydu. “Motivasyona ihtiyacım var” dediniz sıklıkla.
Motivasyon nedir? Ortak bir tanım üzerinden bakmak daha doğru olur diye düşünüyorum. Mesela, motivasyon arzu veya istek değildir. “Motivasyonum yok belki de yazmayı o kadar da istemiyorum,” dediğinizde aslında ne diyorsunuz? En basit tanımı ile motivasyon, hedeflerimiz ve ihtiyaçlarımıza ulaşmak için bizi ileriye taşıyacak bir dürtü olarak çıkıyor karşımıza.
Burada kilit kelimeler hedef ve ihtiyaç. Aç kalmışsanız, tuvalete gitmeniz gerekiyorsa… bunlar ihtiyaçtır ve bunlarda sizi dürten şeyler biyolojik olduğu için öyle ya da böyle bu ihtiyaçlarınızı karşılarsınız. Ama Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde daha üst katmanlardaysak, karnımız tok, sırtımız pekse, başka ‘ihtiyaçlar’ doğar. Yazmazsam ölmem, hastalanmam, tehlikede değilimdir. Bu yüzden yazmak üst kademelerde bir ihtiyaçtır. Kendini gerçekleştirmek, farkındalık oluşturmak gibi. Bu onun bir ihtiyaç olmadığı anlamına gelmiyor, sadece onu gerçekleştirmek için gereken dürtüyü daha zor bulacağımızı söylüyor. Bir kere biyolojik değil. Burada da ikinci önemli kelimeye geliyoruz, hedef.
Yapmak istediğimiz şeyler her neyse, yazmak, yayımlanmak, kilo vermek, daha çok okumak, koşmak, araba kullanmayı öğrenmek… nihayi hedeflerimiz gibi gözükebilir. Ancak o hedeflerin altında yatan bir ihtiyaç vardır. Yani onu elde ettiğimizde duygusal olarak bir şey yaşamayı umuyoruz ve asıl hedefimiz de bu yaşamak istediğimiz duygudur. Nihai hedef olarak gördüğümüz şey ise bizi oraya götürmesini umduğumuz araçtır. Yazmak istiyorsak, ihtiyacımız duyulmak, rahatlamak, eğlenmek, aktarmak olabilir. Yayımlanmak istiyorsak, ihtiyacımız onay almak, beğenilmek, belli bir statüye ulaşmak, saygı görmek olabilir. Kilo vermek istiyorsak ihtiyacımız daha rahat hareket etmek, beğenilmek, onaylanmak, daha sağlıklı olmak olabilir. Uzatmayayım, siz anladınız. Yazmak için motivasyona ihtiyacınız varsa, önce hedefinizi netleştirmelisiniz. Doğru bir hedef koymalı ve o hedefe giden minik hedefler oluşturmalısınız. Ama bunlara daha sonra geleceğiz.
Motivasyon, yani ihtiyacımız olan ya da hedeflediğimiz bir şeyi gerçekleştirme dürtüsü içsel ya da dışsal bir dürtü olabilir, diyor uzmanlar ve burada da işte duygu ve ihtiyaç kendini gösteriyor. İçsel bir dürtü, yani dışarıdan hiçbir şey beklemeden, tamamen kendi kendinize o hedefi gerçekleştirme gücünü bulmak tatmin duygusudur. İyi ‘hissederiz’ o yüzden yazarız. Dışsal motivasyon yazınca elde edeceğimiz bir ödül, para ya da onayla ilgilidir ve başkalarına, dış dünyadan bir beklentiye bağlıdır. Sosyal varlıklar olduğumuza göre de çoğumuz için salt içsel motivasyon yeterli olmuyor. Onay istiyoruz, ait olmak, ait olduğumuz yerde yükselmek, ayrışmak, önemli olmak istiyoruz. İsterdim ki içsel motivasyon sizi yazmaya götürsün ama bunun birçoğumuz için yeterli olmayacağını biliyorum.
Motivasyon arzu ve istek değildir demiştik. Bir şeyi istemek yetmez. O şeye ulaşmak için zorlukları aşmak gerekebilir, çalışmak gerekebilir, geri adım atmak, hata yapmak, bir daha denemek gerekebilir. Bazılarımız için bunlar daha kolay bazılarımız içinse daha zor olabilir. Kendimizi tanımamız ve kendimize göre değerlendirmemiz gerekir. Motivasyona ihtiyacım var dendiğinde biz daha çok bu alanda bir ihtiyaçtan bahsediyoruz. Yanlış bir hedefe odaklanarak yola çıkmışsak aşmamız gereken zorlukları, yapacağımız hataları, çalışmamız gerektiğini atlıyor olabiliriz. Yayımlanma hedefiyle yola çıktıysak, odağımız yayımlanmak olduğundan oraya vermeye başlarız dikkatimizi. Oraya bizi götürecek olan ise yazmaktır ve bu da bizden zaman, özveri, çaba ve özgüven ister. Dikkatimiz yayımlanmaktayken de bunu atlayabiliriz. Ama nihai hedefimiz sesimizi duyurmak ise mesela, biz buna ulaşmak için yazıyı bir araç olarak kullanmaya karar vermiş olabiliriz. Seçtiğimiz aracın kendine ait zorlukları, aşılması gereken engelleri, geri adımları, öğrenilmesi gerekenleri olduğunu daha net görebiliriz. Bunları değerlendirip doğru aracı seçip seçmediğimize karar verebiliriz. Sesimizi duyurmanın birçok yolu vardır. Neden yazmayı seçtiğimizi bilmek sesimizi duyurmaya giden yolun nereden geçeceğini, hangi taşlara basacağımızı, hangi engelleri aşmak zorunda kalacağımızı bize anlatacak ve bir harita oluşturacaktır. O haritaya bakarak doğru aracı seçip seçmediğimize karar verebilir ve her aşamada kendimizi ileriye taşımak için neye ihtiyacımız olduğunu da bilir ve hazır oluruz. Motivasyonumuz düştüğünde nihai hedefimizin sesimizi duyurmak olduğunu hatırlarsak, yazının başına daha kolay oturabilir, ne kadar yol aldığımızı görebilir, hedefimize doğru ne kadar ve nasıl ilerlediğimizi ölçebiliriz.
Motivasyonumuz neden düşer? Bunun için uzmanlar üç temel sebep gösteriyor.
- Ya hep ya hiç mantığı. Bu hedefi ulaşılmaz yapacaktır.
- Hap bilgi isteği. Bu sürece değil, sonuca, yanlış bir hedefe odaklar bizi. Aşılması gerekenleri aşmadan hemen istediğimize varmanın mümkün olacağı ilüzyonunda tutar bizi.
- Başkalarının yürüdüğü yolun bizim için de doğru olduğunu düşünmek.
Motivasyonu sağlamak için ne yapabiliriz?
- Hedef koyarız. Bu hedefe bizi götürecek aracı kullanabilmek için aşmamız gereken alt adımları belirleriz ve o alt adımları mini hedefler olarak belirleyerek, adım adım ilerleriz.
- Kocaman, uzakta bir hedefi parçalarına ayırır, parça parça ele alırız.
- Geçmişte herhangi bir hedefimize ulaşmak için neler yaptığımızı, nasıl bir yol izlediğimizi hatırlarız, ondan cesaret alırız.
- Özgüvenimizi artırmak için ne gerekiyorsa yaparız. Bilgi eksiğimiz varsa tamamlarız, pratik eksiğimiz varsa çalışırız.
- Bize ilham verecek kişilerle birlikte zaman geçiririz ya da onlarla yapılan söyleşilerden ilham alırız.
- Küçük hedeflerimizle cesaretimizi güçlendiririz ki o büyük hedefe giderken özgüvenle, reddedilişleri göğüsleyip devam edecek gücümüzün olduğunu bilerek ilerleriz.
Hâlâ yazmak benim için doğru araç diyorsanız…
- Kendinize bir hedef belirleyin. Neden yazıyorsunuz? Hangi duygunuzu beslemek istiyorsunuz? Karar verin.
- Yazmayı araç olarak seçtiyseniz, güçlü olduğunuz alanlar, bildikleriniz neler? Geliştirmeniz gereken nedir? Tespit edin.
- Bu hedefinize bu araçla ulaşmak için hangi mini adımları aşmanız gerektiğine karar verin. Onları sıralayın ve her bir adıma ulaşmak için mantıklı, gerçekçi süreler belirleyin. Tarihe bağlayın.
- Daha önce zorlukları aşıp ulaştığınız başka bir hedefinizi hatırlamak için onun hikâyesini yazın. O süreçte sizi motive eden neydi? Hatırlayın.
- Yazdıklarınızı paylaşın, eleştiri alın. Sessizce dinleyin. Not alın. İtiraz etmeyin. Sonra değerlendirin. Gerçekten güçlü olduğunuz şeyleri değil gelişmeniz gerektiğine inandığınız şeyleri çalışın, üstüne gidin.
- Size ilham veren yazarlar kim? Yayınlanmış ya da yazısını sevdiğiniz bir dostunuz da olabilir. Onlarla zaman geçirin. Onların yazılarını okuyun, süreçlerini dinleyin, okuyun.
- Bir noktada cesaretinizi toplayıp suya atlayın. Ya birileriyle paylaşın, ya yazmaya başlayın, ya bir atölyeye katılın, ya bir dergiye yazınızı gönderin… atlayın.
Yazmaya ilk kez 7 yaşındayken şiirle başladım. 10 yaşında günlükle devam etti. Şu an 42 yaşındayım. Yaşamımın çeşitli dönemlerinde şiirlerimi derleyip bastırma düşüncem oldu lâkin öyle bir adım atmadım. Yazdıklarımın çok büyük bir kısmı defterlerde, el yazımla yazılmıştı. 2017 yılında -kim olduğu önemli değil- birisi, içinde benim el yazım olan tüm defterleri attı. Uzun süre “hayır. Asla bir daha yazmayacağım!” dedim. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, bir gün uçakta gökyüzünün, bulutların ihtişamı karşısında, yeniden şiirle yazmaya başladım. İyi ki de başladım. Pandemi sürecinde Özlem Çetinkaya’njn 7 dakikalık sabah yazıları bana çok iyi geldi. Düz yazıda henüz deneyimim yoktu. Belki… Devamını oku »
Ne güzel bir yolculukla gelmişsin bize. İyi ki de. 🙂