Neden yazıyorum ve neden sizin de yazmanızı istiyorum.  

A word is dead
When it is said,
Some say.
I say it just
Begins to live
That day.

Bir söz ölmüştür
dile geldiğinde
derler bazıları
Ben derim ki
o gün ancak
doğmuştur

– Emily Dickinson (çeviri ben 🙂

Küçükken, bundan elli küsür yıl önce, duvarlarla konuşurdum. Annem öyle derdi. Dönüp geçmişe baktığımda sanırım ben senaryolar yaratıyordum, olabilecekleri ya da olacağına inandıklarımı anlatıyordum. Sanırım ben hep korkardım. Sevdiklerimin ölmesinden, kör olmaktan, buzlu bir tepeden kızakla kaymaktan, kayağa gidersem çizgi filmlerdeki karakterler gibi bir ağaca çarpıp ikiye ayrılmaktan korkardım. En çok da kontrolü kaybetmekten ve dayanılmaz bir acı hissetmekten korkardım. O yüzden kafamda senaryolar yazar, yüksek sesle kendime anlatırdım. Evde eşyaların yerini değiştirirdim, enerjiyi yenilemek gerek derdim. Bir köşeden ansızın çıkıp bana böö! diyecek, beni savunmasız yakalayacak her şeyi önlemek ister gibi. Bak hayat! Ben her şeyi değiştirdim, senin yapmana gerek yok der gibi. Bir totem sanki. 

Belki de o yüzden kitapları severdim, onlar iki kapak arasında korunmaya alınmış hayatlardı. En çok Emily Dickinson şiirlerini severdim çünkü genelde ölümü anlatırlardı. Ölümü çok düşünürdüm. Bir an oradasın , bir saniye sonra yoksun. Yaşamın en büyük böö! dediği an. Kitaplarda insanlar yaşardı, acının içinden geçer ve son sayfayı çevirdiğinde biterdi her şey. Hepsi iki kapak arasında yaşanır ve bittiğinde dünya yine güvenli bir yer olurdu.  

İlk şiirim, ilk yazdığım şey lisemin koridorlarını anlatmıştı, çocuklar eve gittikten sonra çöken sessizliği ve koridorların, odaların o terk edilmiş boşluğunu. Yayınlanmak, yazar olmak, kitaplarımın çok satmasını, Nobel Edebiyat Ödülünü kazanmayı istedim. Belki de aslında benim gibi hisseden, korkan birilerine bir hikâye yazmak ve sorun değil demek, korkabilirsin, acı duyabilirsin ve her zaman kontrol sende olmayabilir demek istedim. Belki de aslında kendime sorun değil demek, korkabilirsin, acı duyabilirsin ve kontrol her zaman sende olmayabilir demek istiyordum. Bir kitabın kapaklarının arasındaki hikâyeler gibi her şey iyi giderken, kötü gidebilir ve her hikâyede olduğu gibi bir son sayfa vardır demek istedim. Hayat bildiği gibi geliyor. Kontrolden çıkabiliyor her şey, acı yaşanıyor. Duvarlarla konuşmaya başladığım o günden bu yana geçen elli küsür yılda ben yazıya sığındım. Dayanıklı olmak için yazıyorum. Canavarları uzak tutmak için yazmıyorum. Onlar geldiğinde onları karşılayabilmek için yazıyorum. Yayınlanmış ya da çok satan bir yazar olmak için, şan şöhret ya da para için yazmıyorum. Yazıyorum çünkü beni karanlığa hazırlıyor, içinden geçiriyor, kör olduğumda elimden tutuyor ve ben o buz tutmuş tepelerden kızakla ancak yazarken kendimi aşağıya salabiliyorum. Acı hissettiğimde ve kelimeler kolay gelmediğinde yazı beni tutuyor, dayanılmaz karanlıklar ve kayıplarda yazınca nefes alabiliyorum. Ve umuyorum ki hayat bildiği gibi geldiğinde yazmak sizin de elinizden tutar, o yüzden birlikte yazmak istiyorum. 

5 1 vote
Article Rating
Bildirim al
Bildir
3 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
R. Ezgi
Member
05/03/2023 00:41

Üst üste yaşanan kayıplar canavarları çağırıyor. Dedemden sonra 11 yıl bize eşlik eden, ailemizin parçası olan kedimiz Luna, üç gün önce aramızdan ayrılmaya karar verdiğinde o canavarlarla yeniden karşılaştım. Hayatla ilgili bir keşiş gibi bilgelik taslayan ben, sıra insanları teselli etmeye geldiğinde tek kelime edemiyorum. Böyle günlerde yazamıyorum da… Zihnimde o kadar çok konuşuyorum ki, sayfalarca yazıp dökmüş hissediyorum oysa önüm bomboş olur o an; pencere önündeki mavi tırmanma tahtası kadar. Orada durup martıları izlerdik, çok konuşkan da değildir Luna, teması da çok sevmez ama bakışları anlamlıdır. Gidene kadar kayıpların boşluğunu fark etmeyiz, fark ettiğimizde o boşluklar boğmaya başlar git… Devamını oku »

Çİğdem Aslan Çİnko
Active Member
10/03/2023 11:54

Ben de öfke ile acıyı konuşturmak istiyorum bir cenaze töreninde… O yüzden bir yudum aldım yazınızdan 🙂

R. Ezgi
Member
12/03/2023 17:50

❤️

Gün :
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

✎Bize ulaşabilirsiniz