Sırt Çantası

Sırt Çantası

Kadınların çoğunda belli bir yaştan sonra bir kambur oluştuğunu fark ettim. Kürek kemiklerinin hizasında, omurganın boyunla bel arasındaki bölümünde hafif bir çıkıntı oluyor. Bu kambur aslında ufacık fakat sanki çok ağır bir şeymiş gibi zaman içinde bedeni büküyor. Bir süre sonra yere bakar pozisyonda yürütüyor insanı. Bunu fark ettiğime göre ben de o ‘belli bir yaş’ eşiğine yaklaşıyorum demek.

Neden olur bu kambur? Bence hep o sırtında taşıdıklarından, gerekli gereksiz kendine görev edinip yüklendiklerinden olmalı. Benim de öyle yüklerim varmış ki şimdilerde bir sırt ağrısı başladı ki sormayın. Ne var ne yok doldurmuşum sırtımdaki çantaya, yıllardır taşıyıp duruyorum. Neler yüklendiğimi fark etmesinler diye içindekileri de kimseye göstermiyorum. Gençken güçlüyüz ya, hiç yorulmadan taşırım sanıyoruz. Oysa taşıdıkça ağırlaşıyor işte en hafif yükler bile. Yıllar geçtikçe yoruyor insanı.

Neyse ki bu yüklerin bir kısmı kendiliğinden uçup gidiyor o çantadan. Bunun için ağzını biraz gevşek bırakmalı çantanın, adı üstünde sırt çantası bu kasa değil ya. Bazen de açıp bakmalı içindekilere. Hani inmek isteyen olur, senin taşıdığın yere değil, başka yere gitmek isteyen olur. İşte o yüzden, zaman zaman kontrol etmeli ne taşıyorum ben bu çantada diye. Sonra kendi de unutuyor insan.

Çantanın ağzından uçup gidenlerden biri evlat. Hani o gözümüzden sakındığımız, pamuklara sardığımız çocuklarımız. Aslında bile isteye doğurduğun en kıymetli varlığına yük de denmez, doğru değil. Dedim ya gerekli gereksiz görev edindiklerimiz, kendimize yük ettiklerimiz var o sırt çantasında diye, işte evladı da bıraksan kendi haline büyür elbet. Ama olmaz, illa ki ne yedi, kiminle gezdi, sınavı nasıl geçti diye endişe ediyoruz. Çocuğu da endişeleri de çantaya koyup taşıyoruz kendi kendimize. Ne zaman ki büyüyor ve alıp başını gidiyor, bir de bakıyorsun evlat inmiş bile çantadan, kala kala senin kendi endişelerin kalmış. Tabi onun inebilmesi için senin o çantanın ağzını sıkı sıkıya kapatmaman lazım. Ne evlatlar var bildiğim, öyle sıkışmışlar ki çantanın içinde bir türlü çıkıp kendi yoluna gidemiyorlar. Bir süre sonra alışıyorlar da sanki, kaç yaşına gelirse gelsin o çantada yaşayıp gidiyor öylece. Uzatmayalım, arada bir kontrol edince sırtında taşıdıklarını, işte o zaman boşuna taşıdıklarını çıkarabiliyorsun çantadan. Evlat gitti mi kendi yoluna, boşalt sen de o boşa taşıdığın endişelerini, hafifle biraz. Oh, azaldı şimdiden sırt ağrılarım.

Sonra ailemiz var, kimi çekirdek kimi kalabalık. Kiminin kendi ailesi yetmez gibi kocasının, kardeşinin, sevdiği bir arkadaşının aileleri vardır o çantada. Onlar ne büyür kendi yoluna gider, ne de atılır çantadan. Olmaz. Aile önemli. Uzaktaymış yakındaymış fark etmez. Kalbimde taşıyorum dersin, oysa o da senin sırtındaki çantadadır. Taşımaya alıştıysan ve gücüne kuvvetine bakmadan onları da sırtına aldıysan ne dediğimi anlarsın. Ailenin destek olduğu kişiler vardır, hep evin küçüğü olarak kalan. Onlar böyle hissetmez belki ama, diyorum ya vefalı evlat olmak başkadır. Aileden kopamazsın, sana ihtiyaçları vardır, bilirsin. Amerika’ya gitsen de bu böyledir. Döner döner gelirsin. Bir de bakmışsın sırtında bir ağrı, yüreğinde bir sızı. Olmaz, çıkarıp atamazsın. Çantanda seninle gezer dururlar.

Bir kere açtık ya çantayı, bakalım başka neler varmış içinde? Para kazanmak için çalışmak, ama çok çalışmak, hep çalışmak. Hatta daha çok kazanmak için daha çok çalışmak. Yıllar boyunca bütün önceliği işine vermek. Aman işe geç kalmayayım, aman kendime laf ettirmeyeyim, aman şimdi cevap verirsem gerginlik olur susayım oturayım demek. Kendini ihmal etmek, sevdiklerini ertelemek, evliysen eşine çocuğuna değil, önceliği hep işine vermek. Kolay değil. Hem de hiç kolay değil. İnsanız biz makine değiliz ki. İşini çok seviyorsan katlanılır belki, peki ya sevmiyorsan işini, işte o zaman zor. Neyse ki onun da vadesi doldu. Emeklilik yaşı geldi. At onu da çantadan. Epeyce boşluk var şimdi sırt çantasında değil mi? Yapmak istediklerini koyabilirsin artık. Hep o özendiğin hobiler, yeni bir dil öğrenmek veya doyasıya kitap okumak. Mecbur da değilsin ama sakın yanlış anlama, bir şey yapmak zorunda değilsin illa ki. Bırak boş kalsın orası da. Senin varlığın yeter, bu dünyada kapladığın yeri doğduğun gün hak ettin zaten. Keyfine bak.

Dur bakayım, çantanın altlarında kalmış bir şey daha var. Köşeye sıkışmış kalmış. Kim bilir ne zamandır orada. Altta kalmaktan ezilmiş büzülmüş çantanın şeklini almış. Sanki hep orada kalmak ister gibi bütünleşmiş adeta çantayla. Aman kimseye ayıp olmasın hissiyatı değil mi o? Tanıdım tabi, tanımaz mıyım. Oradan yıllardır sırtıma batıp duruyor. İşte onu da çıkarıp atmanın vakti geldi. Umurumda değil demek olmaz belki, ama eskisi kadar umursamamak mümkün. Öyle tek seferde kestirip atmak kolay değil. Yine de şöyle içten gelen bir ‘a-maaan’ çekip yıllardır bana da hep ayıp oldu da kimse farketmedi diyebilirsin. Ben diyebiliyorum şimdi. Bunca sene taşıdığım yeter, baksana zaten tanınmaz halde kendisi. Hadi canım, seni de çıkaralım sırtımdaki çantadan, herkes kendi yoluna. O köşeyi de silip temizleyeyim bir güzel. Sırtım da rahat etsin ben de. Şimdi anlıyorum o rengarenk giyinen, takıp takıştıran, semt pazarına giderken bile partiye gidermiş gibi giyinen kadınları. Helal olsun size, benden önce boşaltmışsınız demek kendi sırt çantanızı.

Bununla ilgili bir kurs açmalılar, evet evet, dikiş nakış örgü kursu yerine bunun kursu açılsın.

Halk Eğitim Merkezleri, size sesleniyorum! Sağlıklı Yaşam Merkezleri, Kadın Sağlığı Merkezleri siz de duyun! Sırt ağrılarından muzdarip kadınların tek yapacağı şey sırt çantalarını kontrol etmek, gereksiz yere yük ettiklerinden kurtulmak. Bakın nasıl dimdik ayağa kalkacaklar. Rahatlayıp ışık saçacaklar. Mutlu kadın evine, ailesine, çevresine enerji yayar. Öyle iki büklüm yere bakarak yaşayan kadından ne kendine, ne evine, ne de vatana millete hayır gelmez. Kadınlar, haydi fazlalıkları atın, hafifletin şu sırtınızdaki çantaları!

Kasım 2022

0 0 votes
Article Rating
Bildirim al
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

Ödemeniz ile ilgili bir sorun olduğunu düşünüyorsanız Ayça Hanım ile iletişime geçebilirsiniz.

0545 552 57 50

✎Bize ulaşabilirsiniz