SON ÜTÜCÜ

Dünün sabahına kadar mesajlaştık. Zaman nasıl aktı bilemedik. Şiir gibi ve fakat kafiyesiz olanından cümleler türettik. Birbirine geçti anlamlarımız, anlatışlarımız, kavrayışlarımız. Ah o son ütünün yaktığı olmayaydı. Hoş görmek lazımdı; görmedi. Onca inceliklere sahip adam hoş görmeyi beceremedi. Kalın ip ince iğne deliğinden geçemedi. Sabaha güneş doğdu, hoş göresi güne sığamadı iyi mi? Öğle oldu, yok. Akşamın üstü, adamın görmek istemediği hoşluklarla bezendi. Dayanamadı da ay geceye doldu. Yaradan onca yıldıza ışık ışık özendi. Adam kesti benle görüşmeyi. Ne ben onu hoş gördüm, ne o beni. Bi’ ben kaldımdı son ütücü. Ne gerek vardı be kadın. Orası da öyle kalaydı. Hepsi dümdüz mü olacak? İlla kırışıksız.

E be kızım, dedi annem, bu kadar da doğrucu Davut olmak zorunda mısın? Adamlar korkuyor senden. Alttan alıvercen accık.

Olmaz; geç kalmadın mı sen bunları söylemek için canım benim. Doğruluk aşılarını elif dozlarında sen yaptın ya, te parmak kadardım ben. Sen hep doğruyu söyle kızım. Kim ne derse desin bildiğini söyle.

Adam mesaj bırakıyor seslisinden. Haribo şeker paketinin hışırtısı, pastan ırak metal bir kancanın acı kokusu gibi genzimi gıdıklıyor. Adamın sesinden bal damlıyor. Onun ağzını tatlandıran Haribo şekerinin paketinin hışırtısı kara kedi olmuş, hoşgörü ile aramı bozuyor. Metal kancanın kokusu naylon şeker paketinin üstünden şöyle hohlayarak geçsin. Hışırtısız paketinden yensin Haribo şekeri.

Hoşgörüye küstürdün beni Haribo şekeri paketinin hışırtısı. Adam acelesiz alıyor irademi elimden. Ne de güzel konuşuyor içeriği. Metal kancanın genzimi gıdıklayan kokusu, söyleme, diyor. Bahsetme hışırtıdan. Bozma adamı. Ayıp olur bi şey deme.

Niyeymiş anne? Sabah, öğle, akşam hoş görüyoruz da ne oluyor? Ne oldu yani bugüne kadar?

Sen oldun ya kızım. Ağabeyin oldu. Kardeşin oldu.

Ben bu haribo şeker paketinin hışırtısında şair gibi konuşan adamı kaç öğün hoş görebilirim anne ya!!

Aman sen devam et böyle. Son ütücü !!! Hoş göreceksin bazı şeyleri.Korkutuyorsun adamları. Her boku dan dan vuracan her yüze.

Vuracam anne! Senin gibi, babam gibi iki yüzlü yaşamayacağım ben, hışır hışır, kırış buruş.

Sen her yüze gelince öyle dangadanak, hışıldaksız olacak yani her bi şey, emi?

Olmadı annem. Son ütücünün işine aşk son verdi. Sen göremedin. Senin istediğin gibi oldu her şey. Parmağımda metal kanca. Genzimi gıdıklamayan kokusuz bir akıştayız şimdi. Sabah, öğlen, akşam hoş görüyoruz  birbirimizi.

0 0 votes
Article Rating
Bildirim al
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Gün :
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

✎Bize ulaşabilirsiniz