Yazma Lüksü

Sohbet

Bir süre önce ‘yazmak için neye ihtiyacınız var?’ diye bir soru sorup sanal boşluğa bırakmıştım. Gelen yanıtlarda söylenenleri düşünmeye başladım, araştırmak istedim. Bildiklerim vardı, söyleyebileceklerim de vardı, ne de olsa yirmi yıldan uzun bir süredir hem yazıyorum hem de yazmayı öğretiyorum. Ama hiç bir zaman derdim yanıtları bulmak ya da kendi doğrularımı gerçek doğru olarak aktarmak olmadı. Birlikte sorgulamak, üzerine düşünmek, araştırmaya devam etmek ve belki de herkesin tüm bu sohbetlerden kendine bir çıkarım yapması için ama en çok da sorgulamada kalmak için bir alan açmak istedim. O yüzden yazmakla ilgili düşüncelerimizi paylaşmak, o fikirleri sorgulamak için açılan bu alanda ben yazdıklarımı karşılıklı bir sohbetin parçası olarak görüyorum ve sizden gelen yanıtlarla da sohbetin devam etmesini umuyorum. 

Soru

Yazma lüksüm olduğunu sık sık hatırlamaya ihtiyacım var. ‘Ne işe yarıyor? Yazıyorsun da ne oluyor?’ gibi sorulara karşı daha güçlü ve kendinden emin cevaplara ihtiyacım var.” demiş birisi. Bir başkası yazarak ifade etme hakkından bahsetmiş. 

Yazma lüksü ifadesine takılıyorum. Bu beni çok düşündürüyor.  Yazmak bir lüks müdür gerçekten? Bu soruyu Google’a soruyorum. Audre Lorde’nin “Şiir bir lüks değildir” yazısıyla böyle buluşuyorum. 

Vikipedia Lorde’yi şöyle anlatıyor:

Audrey Geraldine Lorde ya da bilinen ismiyle Audre Lorde, 18 Şubat 1934 yılında doğmuş ve 17 Kasım 1992 yılında hayatını kaybetmiş yazar, feminist, kadıncı, kütüphaneci ve sivil hakları korumak için uğraşan eylemci. Yazar olarak en çok tekniğindeki ustalık ve duyguları dışa vurumu ile ünlüdür. Hayatı boyunca gözlemlediği sivil ve sosyal hayattaki adaletsizliğe karşı gösterdiği kini ve kızgınlığıyla tanınır. Şiirleri ve düzyazıları çoğunlukla sivil haklar, feminizm ve siyahi kadınların kimliklerini aramalarıyla ilgilenir.

Lorde’nin Şiir bir lüks değildir yazısını sadece şiir değil, kendi kaynağımızdan çıkarttığımız, duygularımızla harmanladığımız, bir derdimiz var ve anlatmalıyız diye yazdığımız her şey olarak okuyorum.

Yanıt

Hayatımızı irdelediğimiz ışığın niteliği ile sürdüğümüz yaşantı ve bu yaşamlarla getirmeyi umduğumuz değişim arasında doğrudan bir alaka var. Bu ışık sayesinde içimizdeki sihrin peşinden gidip onu gerçekleştirebilecek fikirleri oluşturabiliyoruz. Burada şiir bir aydınlanmadır çünkü doğmak üzere olan ama halihazırda hissedilen, –şiir yazılana kadar– isimsiz ve dağınık kalan fikirleri şiir aracılığıyla adlandırırız. Düşlerin kavramları, hislerin fikirleri, bilginin anlayışı doğurduğu (öncelediği) gibi, tecrübenin özünden fışkıran gerçek şiir de tefekkürü doğurur.   

İrdelemeyle ilişkimizi sırtlamayı, onunla serpilmeyi ve sonuçlarını yaşamımızın tahkiminde kullanmayı öğrendikçe hayatımıza hükmeden ve sessizliklerimizi yaratan korkular üstümüzdeki gücünü yitirmeye başlar.   

Öyleyse, kadınlar için şiir, bir lüks değil. Varoluşumuz için hayatî bir gereklilik. Şiir, hayatta kalmak ve değişim için tutunduğumuz umut ve düşlerimizin ifade bulduğu ışığın niteliğini teşkil ediyor; önce dile, sonra fikre, sonra da daha elle tutulur eylemlere döküyoruz bunları. Şiir, adlandırılmayan’ı adlandırarak tefekkür edilmesini sağlamakta kullandığımız bir yordam. Umut ve korkularımızın en uzak uçtaki sınırlarını, gündelik yaşamımızın sert tecrübelerinden oyduğumuz şiirlerimiz çevreliyor.

Hislerimize itimat etmek ve onları paylaşabilmek üzere dile dönüştürmek için kendimizi yetiştirebiliriz. Böyle bir dilin var olmaması durumunda, şiirimiz onu tasarlamamızı sağlayabilir. Şiir yalnızca düş ve imgelemden ibaret değildir, yaşamlarımızın yapı iskeletidir aynı zamanda. Değişimi getirecek geleceğin temelini atar şiir; hiç var olmamış şeylere duyduğumuz korku uçurumunu kapatacak köprüler kurar.

(Çeviri ve alıntı: https://sermelix.wordpress.com/tag/audre-lorde/ Tümünü bu bağlantıdan okuyabilirsiniz)

Lorde’nin sözlerine kendi sözlerimi eklemek gelmiyor içimden. Söylemek istediklerimi, hissettiklerimi o zaten çok güzel söylemiş. O yüzden yine Lorde’nin bir sözüyle sizi bırakmak istiyorum. 

“Öz bakım bir kendini beğenmişlik hali değil, kendini koruma ve hayata tutunma çabasıdır, ve bu bir siyasi savaş eylemidir.” – Audre Lorde, A Burst of Light (1988), p. 130

Şimdi sıra sizde…ne düşünüyorsunuz bu konuda? Yazmak bir lüks müdür?

0 0 votes
Article Rating
Bildirim al
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Gün :
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

✎Bize ulaşabilirsiniz