Yetersiz Hayal Gücü

Bir nehir, bir kadın, bir kutu….

Bu kelimeleri okurken ne oldu? Genelde nehir kelimesini okuduğunda zihniniz arşivinden hatırladığınız bir nehrin görüntüsünü çıkarttı, ya da arşivdeki nehirlerden bir kaçından kolaj yapıp size hiç olmayan ama şu an ruh halinizi yansıtan bir nehir yarattı. Ve bunları saliseler içinde yaptı. Sonra kadın kelimesi gelince, bir şekilde o kadınla zihninizdeki nehir birleşti. Belki kadın nehrin kenarında duruyordu, oturuyordu, belki elbise vardı üzerinde, belki kot pantalon. Yine arşivdeki görüntülerden çıkıp geldi o kadın. Bir kaç saniye önce zihniniz bir nehir yaratmıştı, kadını doğal olarak ona bağladı. Son kelime geldi: kutu. Kutuları taradı arşivinde zihin ve bu sahneye uygun kutuyu seçti getirdi. Benimki sade karton bir kutuydu, kraft kağıdı renginde. Orta boy bir kutuydu ve kadının iki elinin arasındaydı. Bir nehir, bir kadın, bir kutu kelimelerini okumak için geçen bir kaç saniyede zihnim tüm bu işlemleri yaptı ve daha önce var olmamış bir nehrin kenarına elinde sade bir karton kutuyla duran, üzerinde çiçekli uçuşan bir elbise giymiş uzun saçlı bir kadın yarattı. Bir portaldan geçip başka bir dünyaya düşmek gibi. Bu kadar eğlenceli bir oyun için de sadece üç kelime bir de o muhteşem zihninize ihtiyacınız var. 

İnsanlar hikâyelerle anlamlandırır hayatı. Dışarıdan sürekli gelen bilgileri, uyaranları hikâyelerin içine yerleştirerek anlamlandırabilir, kategorilere ayırır, zihnimizde bir düzen ve sakinlik sağlarız. Araştırmalar beynin sebep sonuç ilişkisi kurmaya çalıştığını ve böylece de bizi hikâyelere götürdüğünü gösteriyor. Yani “hayal gücüm yetersiz, ben kurgu yapamıyorum, hikâye uyduramıyorum, hep gerçekleri yazıyorum” diyorsanız yanılıyor olabilirsiniz. Gerçekler dediğiniz şeyler bir kurgu olabilir. Evet yaşanmışlıklarınızdan yola çıkmış olabilirsiniz, yaşananları kendi algınızla şekillendirmiş olabilirsiniz, geçmiş deneyimlerinizi de buna katarak yaşadıklarınızın sizde nasıl yaşandığının ‘gerçekliği’ ile bir hikâye anlatmış olabilirsiniz ama bu belki de aynı anda aynı olayı yaşayan ama farklı bir algıyla hikâyeleştiren birisi için ‘kurgu’ olarak değerlendirilebilir. Dışarıdan gelen uyaranları sebep sonuç ilişkisiyle birbirine bağlamak bir nedensellik yaratmak ve bunlardan bir hikâye oluşturmak kurgu yapmaktır. Olanı kurguluyoruz demek, bizim için anlamlı bir şekilde bir yerlere, bir akışa, bir sıraya yerleştiriyoruz demektir. Peki ya hayal gücü? 

Psychology Today dergisi hayal gücünü şöyle tanımlıyor. “Hayal gücü dış uyaranlara bağlı değildir. Hayal gücü iç dünyamızdan genellikle anılar ve duygulardan etkilenerek oluşan bilinçdışı bir olgudur.” Nörobilim uzman Alex Schlegel de hayal gücünü şöyle tanımlıyor: “Hayal gücünü ben esnek, yaratıcı, oyuncaklı bir süreç olarak düşünüyorum. Bu süreçte biz deneyimlediğimiz, geçmişte öğrendiğimiz şeyleri yeniden şekillendiriyor ve onlardan yeni ihtimaller doğuruyor, yeni fikirler oluşturuyor, yeni konseptler, teoriler, sanat eserleri yaratabiliyoruz. Benim için hayal gücünün muhteşemliği bazı teorilere göre geçmiş deneyimlerle sınırlı olmamasında değil, geçmiş deneyimleri yeni formlara dönüştürebilme özgürlüğünü vermesindedir.” 

Schlegel’in de dahil olduğu bir araştırma, sanat eğitimi alan öğrencilerin pratik yaptıkça yaratıcı düşünmeye yatkınlıklarının arttığını ve bu yaratıcı düşünmenin de beynin yapısında değişim yarattığını gösteriyor. Bu da, diyor Schlegel, bize hayal gücünün ve yaratıcılığın geliştirilebilecek birşey olduğunu gösteriyor. Neden bazı insanlar bunu geliştirmek isterken bazılarının da geliştirmeye eğilimi olmadığını ise henüz keşfedemedik diye ekliyor.

Özet olarak, kurguya otomatik olarak yatkınız ve hayal gücü pratikle gelişiyor. O yüzden hayal gücüm yok diyemezsiniz. Geliştirmemeye karar vermiş olabilirsiniz. Her ikisi de size ihtiyaç duyuyor, yaşadıklarınıza, duygularınıza, düşüncelerinize ihtiyaç duyuyor. İster sizi uyaran dışardan gelsin, ister iç dünyanızdan çekip çıkartın, kurgu yaparken veya hayal kurarken kendi hayatınız en güçlü malzemeniz. 

Kurgu becerinizi geliştirmek için sebep sonuç ilişkileri kurma becerinizi geliştirin. Soru sorun. Sorular sizi mutlaka sebep sonuç ilişkilerine götürecektir. Nehir nerede? Hızlı mı akıyor? Hangi mevsimdeyiz? sorularına verdiğiniz yanıtlar bu sahneye bir kadın eklediğinizde onun nasıl giyindiğini de size verecektir. Soğuk bir kış günü uçuşan kısa kollu bir elbiseyle nehir kenarında duran bir kadın hayal ettiyseniz, bir hikâyenin kapısını aralamış olabilirsiniz. O kadın neden elbise giyiyor bu havada? sorusuna verebileceğiniz en az on yanıt vardır. Onların her biri bir hikâyeye gider. Bir de kadının eline kutu verirseniz hikâye katmanlanır. Soğuk bir kış günü donmakla donmamak arasında akan bir nehir kenarında kısa kollu uçuşan bir elbise giymiş bir kadının elindeki kutuda ne var? Kadın neden orada? Sorular bitmez….Burada mutlaka hayal gücünün de girdiğini fark etmişsinizdir. Yani zihninizdeki arşivden gelecektir bazı yanıtlar. 

Hayal gücünüzü ayrıca geliştirmek için oyunda kalmak önemlidir. Sınırları zorlamak, yok etmek, var olduğuna inandığınız sınırları aşmak için pratik yapmak gerekir. Yaratıcılık oyunları bu konuda size eğlenceli bir çalışma sunar. Normal kullanımı dışında, bir çatalı başka ne için kullanabiliriz? sorusuna 15 yanıt verebilir misiniz mesela. Gözleriniz kapalı yazmaya çalışabilir misiniz? Çocukken kurduğunuz oyunları hatırlayın. Bir muz telefon, bir saç fırçası mikrofon olabiliyordu. 

Yazmak için hayal gücünüz eksik değil muhtemelen. Bir ihtimal siz onu rafa kaldırdınız. Şimdi yazınızı teorik bilgilerle düzenlemeyi bırakın, o yazıyı bir yola sokmaya çalışmaktan bir süre vazgeçin, gidip hayal gücünüzü raftan indirin, tozunu alın ve her gün ufak bir oyunla onu tekrar hayata döndürün. O da zamanla size güzel hikâyeler hediye edecektir.

Ek: Görseldeki tablo bir hemşirenin ilaç kapakları, şırınga kapakları gibi atık olarak çıkan plastik malzemelerden hastanenin duvarı için yaptığı bir tablodur. Hikayesini YouTube’da izleyebilirsiniz

0 0 votes
Article Rating
Bildirim al
Bildir
2 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Öykü Tekşen
Noble Member
22/03/2023 08:14

Bir oyunla başlayacak her şey, kazanmaya odaklanmadığım, o sürecin içinde neşeyi ve coşkuyu merkeze aldığım bir oyunla‍♀️

Ebru Tecer Uzunalp
Active Member
17/04/2023 23:25
Reply to  Öykü Tekşen

Başlamıştı. Oyunun ikinci yarısını bekliyorum antrakt çok uzun oldu…

Yazmak istiyorsunuz ama bir türlü başlayamıyorsunuz, Başlasanız da sürdürmekte zorlanıyorsunuz, O zaman bu atölye tam size göre.
Gün :
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

✎Bize ulaşabilirsiniz