Duygu Karataş

Küçükken bir ranzamız vardı, altta ben yatardım. Beş kardeş kaldığımız odada, bana ait bir kovuk gibiydi daha çok. Az ışık alan, kitap kokusuyla sarmalanmış, sıcak bir kuytuydu. Kitabımı alır, oraya uzanır, üç satır, beş satır derken hikayenin büyüsüne kapılır, ardı ardına çevirirdim sayfaları. İlk hikayelerimi de orada karaladım. Sonrasında da, o ranzada yakaladığım sıcaklığı benimle her yere taşımak istediğimden, bir sırt çantası aldım. Onu boy boy defterlerle, kağıdın üzerinde kayıp giden kalemlerle, sayfaları sararmaya yüz tutmuş, her yanı çizilmiş kitapların yanısıra  pırıl pırıl, tazecik, kokusu üzerinde kitaplarla, küçük mavi kağıtlarım ve zihnimdeki sonsuz hikaye olasılıklarıyla doldurdum. Çantam hep hazır. Hala hangi köşeyi boş bulsam, oturur yazarım. Yolcuyum, yolculuktayım.

Gün :
Saat :
Dakika :
Sn

Hoşgeldin !
Seni Tekrar Aramızda Görmek İstiyoruz

Yazarlar Kulübü
Seni Bekliyor

✎Bize ulaşabilirsiniz